You can find Yağmur Yağdıran Kedi books, Yağmur Yağdıran Kedi quotes and quotes, Yağmur Yağdıran Kedi authors, Yağmur Yağdıran Kedi reviews and reviews on 1000Kitap.
Okumak, yaşama bir tat veriyor, bunca övülmesi bundan. Daha şimdilerden kendimi başka türlü bulmaya başladım, sanki üç hafta önceki öküz değilim. Öğrenmek ne güzel, bir bilsen. Ama herkes öğrenemez ki. Yetenek ister.
Ben dünyaya geldiğim zaman incecik bir tüyden başka bir şey yoktu derimin üstünde, günün birinde başka türlü olacağımı gösteren hiçbir şey yoktu. Bu gördüğünüz duruma yavaş yavaş geldim, sürekli olarak kendime bakmak zorunda kaldım.
On seneden fazla olmuştur bu kitabı alali çocukken alip okumuştum unuttuğum için tekar okumak istedim. Kitap üstündeki kedi resmi,yeşil rengi ve adıyla hemen dikkatimi çekmişti çünkü kedilere bir az daha az olmak üzere o zamanlar yeşile bayılırdım. Anneme alalım mı?dedim. O da itiraz etmedi ve aldık biliyordu kedilere ne kadar aşık olduğumu. Bu kitap benim için cocuklugumdur.Kitaba gelirsek bir kaç hikayeden oluşuyor ve aynı karakterler ile ama sadece birinde kedi var. Birinci hikayeden sonra bitiyor kedi Alfons'un hikâyesi. Belki kediyi çok seviyorum diye belki dr kitapla anımdan ilk hikayeyi zevkle okudum.Ikinci kez buluştuk kedi Alfonsla şimdi yeniden ayrılık vakti taa ki yeninden onu ve çocukluğumu ozleyene dek....
Kitabın dili oldukça akıcı ve olay örgüleri sürükleyici. Yüksek bir hayal gücüyle yazılmış. Anlaşılabilirlik açısından bakıldığında dördüncü sınıftan itibaren okunabilir bir eser. Ancak pedogojik açıdan incelendiğinde kitapta ciddi sorunlarla karşılaşmaktayız.
Kitapta büyükler evin kedisini torbaya koyup derede boğmaya çalışıyor. Çiftlikteki hayvanlar sık sık aşağılanıyor, hor görülüyor ve tekmeleniyor.
Kitabın kahramanları olan iki kız kardeş ise sürekli haksızlığa uğrayıp kendilerini savunmaya fırsat bulamadan büyükler tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyorlar.
Kitabın alt metninde çocuklar kendine ait fikirleri olan, saygı duyulması gereken bir birey olarak görülmüyor.
("Kesin zırıltıyı!" diye bağırdı babaları. "Ne cırlak şeylersiniz! Yumurcaklar bu işleri anlamaz.") Hatta bazı hayvanlar bile çocukları ciddiye almıyor.
(Öküz derin derin içini çekti.
"Sizinle tartışılmaz," dedi. "Çocuksunuz siz.")
Bunun yanı sıra çiftlikte iş yükleri oldukça fazla (çocuk istismarı) ve haydutların geçtiği ormana hiçbir koruma olmadan gönderilebiliyorlar.
Özetle, akıcı bir eser fakat özellikle de küçük yaşta bir çocuğa önerebileceğim bir kitap değil.
Daldaki kedinin kirmizi masallar (yagmur yagdiran kedi ) kitabinda küçük bir çiftlikte yaşayan iki küçük kızkardeşin: Delfin ile Marinetin günlük yaşamlarını anlatır. Küçük kızların yaşadıkları olaylar sıradan olaylar, karşılaştıkları sorunlar sıradan sorunlardır. Ama yaşamlarına her birinin kendine göre düşünceleri ve becerileri olan, üstelik insanlar gibi konuşan, tartışan, gerekince olağanüstü işler de başaran tavuklar, horozlar, tavus kuşları, kediler, köpekler, kurtlar, tilkiler de karışınca, hem çok ilginç, hem de çok eğlenceli bir masal dünyası açılır önlerine.