Farkında mısın bilmem diyor , yaşamı sanata dönüştürüyorsun , kalıcılık adına , ama bu işi yaparken arada kaynayan zaman , neden anlamıyorsun , düşman sevgimize . Bir ânı bir anı kılmak diyordun , kabul , fotoğraf çekmek gibi bir şey yani , ama yaşamaya fırsat mı kalır saatler boyu elinde makineyle ? Sürekli deklanşöre basan bir adamı çeken bir adamı çeken bir adamı çekmeye devam edip gidersin belli bir süre sonra . Üstelik doğasında akışkanlık olan bir şeyi dondurmanın ne farkı var uçan bir kuşu vurup içini doldurmaktan ? Apollo , ey ! Baktığı her şeyi cansız mermere çeviren bir erkek Medusa o !
Dediğin gibi , Kandid herkesin kendi bahçesine bakması öğüdüyle son verir , Voltaire'in aynı adlı yapıtında sözlerine . Varsa mutluluk ancak böyle bulunur çünkü .
"Evet, hep bir masal tadında
devinip kalacak yaşam,
bir eş zaman sürecinde,
büyüklerle küçüklerin,
kedilerle kralların aynı dili konuştuğu
bir düzlem anlamında"
Zamanın acımasızlığına karşı kendi panzehrini sunar her eşya . Ve işte duvarlar yaşantıları farklı kılmak içindir ve bir yerde başlayan çürüme yayılmasın diyedirler öteki odalara . Ey , yanlış odada durmuş canı sıkılan !