Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı
Sadettin ÖktenYahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı Gönderileri
Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı kitaplarını, Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı sözleri ve alıntılarını, Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı yazarlarını, Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan denilen varlık ruhî ve manevi boyutuyla güzele, zevk sahibi olmaya, dengeye ve cazibeye meyyaldir ve bunları arar.
Sayfa 238Kitabı okudu
Gerçek san'atkâr olabilmek için aşk ve teslimiyet yolunu seçmiş ve o yola intisab etmiş olmak lüzumu vardır.
Sayfa 227Kitabı okudu
Eski insanımız da tabiata baktı. Ancak onu akıl ile irdelenip açıklanacak ve sonra kullanılacak bir meta olarak görmedi. Onun esrarında onu halk edenin kudret ve san'atını idrak etmeyi, önce hayret sonra hayranlıkla bu idraki bir muhabbet ve teslimiyete dönüştürmeyi tercih etti. Bu da bizim muktedir ve mütehakkim Batı karşısında mağlub olan, ancak ruh ve gönül planında herkese yetecek kadar muhabbeti bulunan medeniyet anlayışımız idi.
Sayfa 226Kitabı okudu
Eski insanımız yaptığı her eylemde tabiatın içinde olmayı, onu yöneten kurallara saygı göstermeyi ve tabiatın muhtelif görünümlerinde ayrı hikmetler aramayı şiar edinmişti. Onun niyeti ve gayesi, tabiatın çizdiği çevre ve dekor içinde fark edilmeyecek kadar zarif ve mütevazı değişikliklerle kendi katkısını sunmak ya da bu tabii çevrede eriyerek kaybolmak idi. O dünyada, tabiî ile sun'î birbirinin devamı ve tamamlayıcısı idiler.
Sayfa 225Kitabı okudu
Bütüncül bir medeniyet anlayışı ancak kendi öz değerlerimiz üzerinde ve bize ait gayret ve şevkle inşa edilebilir.
Sayfa 224Kitabı okudu
hem başka hem yakın mabed
Biz, iki dünya arasında veya Doğu ile Batı arasında bir rakkas gibi sallanıp durmaktayız. Kendi medeniyetimizin değerlerinden, dünyasından ve zevkinden kopmadık, kopamadık. Ancak o dünyayı, değerleri ve zevki tam anlamıyla benimseyip hayatımızın merkezine de koyamadık. Buna karşılık, Batı dünyasının ürettiği değerleri de tam anlamıyla almış ve içselleştirmiş değiliz. Gerçekte o dünyanın değerleri, o dünyada yaşanan bir nice tecrübeden sonra oluşmuş ve onları üreten topluma mal olmuştur. O tecrübeleri yaşamayan bir toplumun Batı değerlerini alıp içselleştirmesi mümkün görünmemektedir. Böyle bir toplumun olsa olsa bazen Batılı bazen Doğulu değerlerin ortaya çıkıp ağırlık kazandığı bir hayatı yaşamaktan başka çaresi yoktur.
Sayfa 223Kitabı okudu
Ruhun feraha kavuşması için ilk ve en önemli şart maddî ortamın veya çevrenin belli bir sükûnet, sadelik ve denge içinde olmasıdır. Etrafınızda bir karmaşa, gürültü, sıkışıklık ve düzensizlik yaşamaktaysanız, hiçbir ruhî probleminiz olmasa da bir süre sonra bu hal sizde manevi bir kesafet ve gerginlik uyandırır. Dünyevi meseleler sebebi ile ruhen sıkıntısı olan birisi, böyle bir ortama düştüğü zaman onun sorunları katlanarak artar.
Sayfa 221Kitabı okudu
Bir Semti Sevmek
Bir semti semt yapan coğrafî alt yapısı, binaları, yolları, kısacası insan eliyle oluşturulan fiziksel üst yapısı değil onun içinde toplumun yaşadığı hayat, o hayata getirdiği yorum ve çözümler, diğer bir deyişle üsluptur. Semt, bir yaşama üslubunun zaman içinde adım adım, damla damla, ilmek ilmek oluştuğu yani inşa edildiği bir mekân olarak ortaya çıkar.
Sayfa 206Kitabı okudu
Bir semti sevmek, bir medeniyeti sevmektir.
Sayfa 206Kitabı okudu
İnsanın kendini huzurlu ve güvende hissetmesi için sahip olduğu medeniyet değerlerini paylaşan bir muhitte yaşaması icab ediyor. Bu olgu fizyolojik şartlardan tamamen bağımsız, manevi bir gerçekliktir. Bazı ortamlarda maddî çevre şartları hiç müsait olmasa da fert ruhen mesut ve mutmaindir.
Yaşadığı hayatla inandığı değerler arasında birebir örtüşme olan bir fert huzurlu, mesut ve mutmaindir. İnsan için hayattaki en büyük problem, inandığı değerler ile yaşadığı hayat biçimleri arasında bir mutabakat bulunmama veya bir çatışma olması halidir. Bu hadise her türlü maddî yokluğun ötesinde büyük bir azap kaynağıdır. Çünkü insan maddî yoksulluklarını karşılayabilecek manevi bir güce sahiptir. Ancak manevi gerilimi ve baskıyı o kadar kolay kaldıramaz ve atlatamaz.
Sayfa 146Kitabı okudu