Edgar gibi meraklı olabilmek vardı tabi kandırılmadığımızdan emin bir şekilde olaylara bakabildiğimiz taktirde..
Yakalamış olduğumuz sırları ifşa etmek yerine onlar ile karşı tarafı ne kadar aciz bıraktığımızın farkında olarak Edgar gibi güldüğümüz zaman olay tamamdır.
Zweig’ın öykülerini çok severim. Hele ki kadınların ağzından yazdığı öykülerde tam da bir kadının kuracağı cümleler kurmasına hayranım. Fakat bu öyküde üçüncü kişi ağzından anlatım yapmayı tercih etmiş. Ustanın bir bildiği vardır elbet ama hikayenin başında Baron ile bilgi vermese ve hikayeyi Edgar’ın gözüyle anlatsa daha etkileyici olabilirdi. Belki de çocuk bakış açısını tam gerçekçi ifade edemeyebileceğini düşünmüştür. Buna rağmen ele aldığı konu yine çok insanî ve yine çok ilginç.
Stefan Zweig,
annesi, yabancı bir adam ve değişen benliğinin oluşturduğu üçgen arasında gelgitler yaşayan ufak bir çocuğun yetişkinlerin dünyasına bakışını mükemmel bir anlatıyla sunuyor.
Keyifli okumalar dilerim.
Kitabın konusu ve akışı gayet hoş. Ancak sonu için beklentiyi çok yükseltiyor. Fakat sonu kitabın gidişatına ve konusuna göre tatmin edici bir son değil.
Yazarın okuduğum ikinci kitabıdır. Fiziksel ve psikolojik tasvirler oldukça fazla yer almaktadır ve gizemi sonuna kadar sürdürmektedir. Tavsiye ederim.