Şu var ki zenginlik küçükten büyüğe doğru gitmez, azdan çoğa doğru gider hep, kendisini çoğaltacak her şeyi benimser, iyi kötü, güzel çirkin ayrımı yapmaz; sağlam bir mide yeter.
Kekeme olması canını sıkmıştı: söyledikleri incir çekirdeğini doldurmayan bunca insan saçmalıklarını rahat rahat sıralarken, hep doğru, anlamlı ve güzel şeyler söyleyen dostunun üç sözcüklük bir tümceyi karşısındakine iletebilmek için uzun süre elini yüreğine bastırıp gırtlağını paralamasını boyun eğilmesi olanaksız bir haksızlık olarak değerlendirmekteydi.
“İnsanlar kafamı çok karıştırdı. Yeryüzünde işim ne bilemiyorum, şu yaşadığımız yaşama bir anlam veremiyorum, insanların çoğu davranışlarına akıl erdirmekte güçlük çekiyorum.."