Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Yalancı Tanıklar Kahvesi
Vedat TürkaliYalancı Tanıklar Kahvesi Yorumları ve İncelemeleri
Yalancı Tanıklar Kahvesi yorumları ve incelemelerini, Yalancı Tanıklar Kahvesi kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Yalancı Tanıklar Kahvesi puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
80' leri AN-I-LAMAK
Devlet güçsüz bırakılmış ve acze düşürülmüştür. Azîz Türk milleti, işte bu ortam içinde Türk Silahlı Kuvvetleri....
Böyle başlardı bildiğimiz bütün darbe gerekçe bildirileri.. Bir kitap bitince anlamsız bir şekilde sağa sola kafa çevirebiliyormuş insan..
Ah Muhsin yırtık devrimci, sosyalist ve sen bir ağaoğlu. Yani bir sömürücün oğlu. Selim
407 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum ikinci Vedat Türkali kitabı.İlki “mavi karanlık’ tı.”Fakat okumamın üzerinden uzun zaman geçen kitapları burda listeme almadım.Onları da en kısa zamanda yeniden okuyacağım.
Kitaba gelecek olursak 70 li yıllarımızın karanlık günlerinden bahsediliyor.Muhsin adında bir üniversite öğrencisinin yaşadığı dönem itibari ile içinde bulunduğu siyasi koşullar aktarılıyor.Siyasetimizde her daim karanlık dönemler yaşamış bir toplumuz.Sürekli toplum olarak bir kaosun içindeyiz.İnsanlar o kadar fazla bir şekilde kutuplaştırılıp birbirlerine hedef olarak gösteriliyor ki bu sebeple asıl hedefi gözden kaçırıyorlar diye düşünüyorum.O sebeple kışkırtmalara kanmadan ülkemizin yıllar yılı hasretini çektiği o kenetlenmeyi başarabilirsek eğer çok farklı bir noktaya evrileceğimizi düşünüyorum.
Kitapla ilgili de bir kaç şey paylaşacak olursak; benim için fazla bir derinliğinin olmadığını söylemek istiyorum.Gereksiz kelime tekrarlarına düşülmüş, çok fazla gereksiz ayrıntılar üzerinde durulmuş diye düşündüm.Yani bir siyasi olay aslında işlenen konu.Ama aslında bunun da tam işlenemediğini havada kaldığını gözlemledim.Muhsin ve Reyhan’ın aşk hikayesi de bana yavan geldi açıkçası.Ama tabiki ustaya saygımız her zaman sonsuz eline emeğine sağlık diyorum keyifli okumalar diliyorum..
Yalancı Tanıklar Kahvesi- Vedat Türkali
Kitabın adı, Anadolu’da adliye karşısında bulunan, davalarda ihtiyaç durumunda yalancı tanıklık yapmak için bekleyen müdavimleri olan bir kahveden geliyor.
Ülkemizin yetmişli yıllarının sağ sol kavgalarının patladığı darbe öncesi dönemi anlatan akıcı bir dönem romanı.
Romanın en önemli karakteri Muhsin, bir köy ağasının komünist oğlu ve felsefe bölümü öğrencisi. Muhsin, ne babasının ağalığını kabul edebiliyor ne de babasına bir yakınlık duyabiliyor. İdeolojiler uğruna yarım bırakılan üniversiteler, hayatını kaybeden gençler, geride bırakılan çocuklar, gözü yaşlı analar ve yarım kalan aşklarla dolu bir roman. Romanın en önemli diğer karakterleri: Muhsin’in sevgililerinden dişçi Reyhan devrime inanmayanlardan; avukat Nahide, Muhsin’in son sevgilisi, kendi köyünden, Muhsin’den gebe kalıyor, o da devrime inanmıyor; Salih, Muhsin’in en yakın arkadaşı, devrim yolunda telef olan güzel kalpli gençlerden; Nedim Hoca, romanın derviş karakterlisi, kendini çok iyi yetiştirmiş eski bir felsefe öğretmeni, Türkiye’nin uzun yıllar devrime hazır olmayacağına, siyasi kalkışmaların anlamsız olduğuna inanıyor.
Yazar, Marksist ideolojiyi eğrileri ve doğrularıyla anlatırken ülkemizde uygulanabilirliği bakımından objektif gözlemlerini sunuyor.
Ataştırdığım kadarıyla Ege’nin şiveli konuşmaları bazı okurları rahatsız etmiş ama bir Egeli olarak bana çok tanıdık ve hatta sempatik geldi.
Ve bitti...Okuduktan sonra ne hissettim, açıkçası ortadayım bu kitaba karşı.. Sağ-sol kavgası, devrim mücadelesi,işçilerin sendikalaşma çabası, ağalık sistemine eleştiri, komünizm... her şeyden birazcık var kitapta. Peki niye çok bayılmadım şöyle ki, olaylar ağa oğlu olan Muhsin adında bir gencin hikayesi üzerinden anlatılıyor. Muhsin felsefe öğrencisi, devrimci, ağa oğlu olmaktan utanç duyan ve kadınlara karşı takıntılı şekilde tutkulu ama ne istediğini bilmeyen yalnız yaşayan bir genç. Yazar paragraflarca Muhsin in içsel konuşmalarını aktarmış bize, kitabın yarısından sonra ben bu durumdan çok yoruldum mesela. Muhsin in her şeyi eleştirip hiçbir şey yapmaması ve çok ince düşünceli bir insan gibi görünüp kimseye gerçek anlamda kıymet vermemesi de sinirlerimi bozdu. Arada Nedim hoca, Salih veya başka karakterlerin ağzından çok güzel dönem tahlilleri yapmıştı yazar ama ne yazık ki Muhsin in fantezi dünyası arasında durumun ciddiyeti hep bir yarım kaldı okurken. Fikrimce yazar, Oblomov un tembel, Zorba nın bağımsız, Roquentin in sürekli bulantı duyan karakter özelliklerini alıp ortaya bir Muhsin yaratmış..Kitabın yazılış amacı "Muhsin'in hayatı" değilse yaşanan olayların okuyucuya aktarımı tam olamamış... Güzel kitaptı ama yordun be Muhsin...
Vedat Türkali nedense hep babacan bir edayla bakıyor, tebessümü ve o yumuşak, içli samimiyeti cümlelerine akıyor.. Size neler anlattım neler diyor.. Yalancı Tanıklar Kahvesi'nde ki Muhsini bilsen, Muhsi'nin babası ağa Hacı Fahri beyi bilsen.. biri ağa biri ağanın oğlu Muhsin.. Fakat hayata bakış açıları ve yol ayrılmaları farklı elbette. 60'ların sonu 80'lerin başı döneminde Ankara'da felsefe okuyan sol görüşlü bir öğrencidir Muhsin. Ona sorarsanız o henüz ne yapacağını nereden başlayacağını bilemiyor. İç dünyası ile sürekli diyalog halinde.. Yeri geldi mi davasında ki çevresini de eleştiriyor kendini de eleştirebiliyor. Yaşadığı ikili ilişkilerde de davasını önde tutup boşverebiliyor. Davasının yanında aşk, sevgi, acı ve mutluluk vs.. bir çok duyguyu katmış Vedat Türkali.. Kısacası Muhsin karakteri unutulmayacak bir karakter olarak kalıyor...
Yalancı tanıklar
Herkese merhaba. öncelikle 407 sayfa olan vedat türkali beyin yalancı tanıklar kahvesi kitabı izlenimlerini paylaşmak için bir inceleme notu bırakıyorum. Edebiyat okuru olarak beğendiğim bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine bu kitabı okudum. Kitap 80 öncesi dönemde geçiyor edebiyatta ve sinemada bolca işlenen konulardan biri seçilmiş. Solcu bir gencin gözünden dönemin Türkiyesi anlatılmış. Yazarın görüşü elbette beni ilgilendirmez ama ülkücü kesime katil damgası açık bir şekilde vurulmuş bunu eleştirdim her iki tarafa eşit kalmalı ve karakter seçimlerinde bunu önemsemeliydi! En azından ülkücü birinin düşünceleri de alınabilirdi aralara! Gelelim kitabı beğenmeme sebebime( detaylandırmadan madde madde yazacağım) : Olayların akışı düzensiz ilerliyor.
_ karakterlerin sürekliliğinde uyuşmazlıklar var.
_ana karakterin kendisi ile konuşmaları psikolojik açıdan hatalı sokak ağzı ile sadece küfüre kayıyor. Ve o noktada da bir insandan beklenmeyecek şekilde dile geliyor.
- kitapta psikolojik tahliller eksik kalmış.
- hissedilen düşünceler ve korkular yeterince yansıtılmamış.
- karakterlerin yerel dille konuşturulmaları akıcılığı bozmuş.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ama sürüklemedi beni. 3 hafta elimde gezdi maalesef. Daha erken yaşlarda okunması uygun geldi bana. 14-18 yaş arası olabilir. Dilimden ve hatalarımdan ötürü affola. Yazarımıza da saygılarla
İlginç bir kitap
okumaya değer mi evet cinsel objeleri çıkardığınız zaman okunabilir. Çünkü evlilik dışı ilişki reklamı var. Bir kitapta cinsel konu varsa toplum yönlendirme var demektir. Onun dışında musikinin ve muhsinin yaşam öyküsü 70 li yıllar
Can Pazarı bu! Beğenmemezlik mi yapar!
Spoiler.
1970'ler... Denizler asılmış, ülke onlarca farklı gruba ayrılmış, sağ sol çatışmaları almış başını gitmiş. Herkes bir arayış, eylem içerisinde. Farklı düşünceler ortak fikirleri güçlendirmemiş, tam tersinde can pazarına çevirmişti.
Muhsin... Ağanın solcu oğlu. Eylemlerin göbeğinde, Ankara'da. Babasının zoruna baş kaldırmış,
1980 öncesinde,Egeli zengin bir toprak ağasının oğlu olan Muhsin Ankara'da Felsefe eğitimi görmektedir. Sol görüşü benimsemiş ve katıldığı bazı eylemler nedeniyle bir süre hapis yatmıştır. Tek yol Devrim inancı ile bir şeyler yapmak istemekte ama ne yapacağını bir türlü bilememektedir. Aynı zamanda bir dönem romanı olan, güzel bir kitap.
Roman bir yanıyla sol teorik bir kitap okumak gibi, bir yanıyla tutkulu bir aşkın çırpınışlarına kapılmak gibi. Öğretici, akıcı ve vurucu. "Adam yalancı tanıklar kahvesinden içeri girer , biri yaklaşır.Nedir sorun. Bir alacak meselesi . ödemedimi namussuz. Borçlu olan benim efendim. kaç kere ödeyeceksin kardeşim."Bence kitaba damgasını vuran bölümdü.