Rousseau bu kitabında; çevresindeki kişilerin, onu kendi düşüncelerinden ve yaptıklarından dolayı nasıl dışladığını, on bölümden oluşan gezi yazıları aracılığıyla biz okuyuculara anlatıyor. Kitabın her bölümüne katıldığımı söyleyemem fakat okurken şunu fark ettim; İnsanların belli başlı kalıpları ve yargıları var.Birilerine bir şeyi neden yaptığını sormak yerine, peşin hüküm veriyoruz. Bu durumdan kendimi tenzih etmiyorum. Bunu isteyerek ya da istemeden yapıyoruz. Buna örnek şunu vermek istiyorum; kedilerin yem yemesini pencereden izlerken, bir adamın durduk yere kedileri kovaladığını gördüm, doğal olarak sinirlendim. Fakat daha sonra adamın, uzaktan gelen köpekleri fark edip böyle bir şey yaptığını, köpeklerin bir iki saniye sonra o alana girdiğini görünce anladım.Demem o ki hepimizin hayata baktığı pencereler ve açılar farklı. Bu yüzden yargılamak ve dışlamak, anlamaya çalışmaktan daha kolay. Rousseau, iyiliğin sürekli yapılmasının, insanların sanki göreviymiş gibi görülmesi nedeniyle yapmak istemediğini de anlatıyor. Genel olarak insanların kendilerinin de düşünüp, eyleme geçiremedileri düşünceleri bizlere aktarmış. Bu kısımları okurken ona hak vermemek mümkün değil. Genel olarak dili sade ve akıcı bir kitap. Tavsiye edebilirim. İyi okumalar…