Bu sayfalar, düşlemlerimin ancak düzensiz bir anı defteri olacak. Onlarda kendimden çok söz edilecek, çünkü yalnızlık içinde düşünen bir adam, doğal olarak kendisiyle uğraşır. Ama, gezerken aklıma gelen başka düşüncelerin hepsine yer verilecektir. Düşündüklerimi aklıma geldikleri gibi söyleyeceğim ve aralarında, bir gün önceki düşüncelerle ertesi günküler arasında ne denli az ilgi varsa, o denli az ilgi olacaktır. Ancak bunlar, düşmüş olduğum bu garip durumda, zihnimin durmaksızın beslendiği duyguları ve düşünceleri anlatma sayesinde özyapımla huyumu daha iyi tanıma fırsatını verecek. Böylece şu sayfalar "itiraflarım"a bir ek olarak görülebilir; ancak onlara "itiraf" adını vermiyorum; çünkü bu yolda söyleyecek bir şey kalmadı. Yüreğim mutsuzluğun ateşinde temizlendi; ne denli dikkatle araştırırsam araştırayım, onda ayıplanacak herhangi bir eğilimi bulamaz gibiyim. Bütün dünya sevgileri o yürekten koparıldıktan sonra, daha ne itirafım olabilir? Kendimi ne öveceğim var, ne de yereceğim; artık insanlar arasında bir hiçim; onlarla gerçek ilişkim kalmadığından, hiçten başka bir şey olamam. Hiçbir iyilikte bulunamaz oldum ki, kötülüğe çevrilmesin; kendime ve başkasına zarar vermeksizin davranamıyorum; her şeyden kaçınma, elimden geldiğince yerine getirdiğim bir görev biçimine girdi. Ama vücudumun bu devinimsizlik ve işsizliğine karşın, ruhum hâlâ etkindir; hâlâ düşünceler, duygular doğuruyor ve sanki onun içsel yaşamı dünyasal, maddesel her türlü ilginin kesilmesiyle artmıştır. Vücudum şimdi benim için ancak bir engel, bir yük olup gücüm yettiğince ondan sıyrılmaya bakıyorum.