"Sen benim sürekli ertelediğim ve yüzleşmekten korktuğum özlemimsin. Bir gün ruhum bedenimle seni karşılayınca, umarım senden yana o kopmaz bağlarla bağlı parçan olurum ve bunda da yanılmam. Şimdilik ikimize de beklemek ve umutla sabretmek düşüyor.
Beni yanıltmadığın zaman, dört mevsim yalnızca ilkabhar (ın) olacak. Eğer beni beklersen, -seni bıraktığım gibi- bir daha uzaklara gitmemek üzere kalbine iliştirdiğin sevdana geleceğim.
Söz, gelirken sana, hasretimin her gece dalga dalga vurduğu kıyılardan, içleri gözyaşlarımla dolu bir avuç istiridye kabuğu getireceğim."