Yaklaşık bir saatimi aldı. Kitap Kafka'nın masasında bulunan karalamalardan toplanmış ve daha çok bir taslak gibi. Ama yine de kendisini şiddetle hissetiren bir Kafka eseri. Kafka kitapları ile ilgili söylenecek şey ; "kesinlikle bambaşka bir dünya değil, içinde yaşadığımız dünyanın kederli bir hali" demek sanırım daha doğru olur. Örneğin pastoral bir şiir okurken hayalinizde yemyeşil bir doğa,vadiler,ağaçlar vs kısacası şehir gürültüsünden sıkılmış insanların hayalindeki gibi bir silüet canlanacaktır ama ya bu şiiri Kafka yazmışsa ? İşte o zaman hemen gece karanlığını ekleyebiliriz bence. Hemen ardından şiiri yazan kişi yaralanacaktır belki dağda bir volkan patlar ,ağaçlar yanar. Kafka bence budur. Asıl yangın içindedir ve bunu çevresindeki objelere de adeta hissettirerek anlatır. Objeler konuşmaz ama iyi ki de konuşmaz. Dönüşümü hatırlayalım, masaya çarptığında hissettiklerini nasıl aktarmıştı, ya da cama yaslanmaya çalışırken çektiği zorluğu ? Başkaları ne düşünür bilmem ama Kafka benim için bir tek kişi değildir, bence O bedeninde nefret ettiği onlarca karakterle yaşamış ve ölmüştür. Kitaplarını okurken o karakterlerden birisi olmaya gayret gösterin,inanın anlaşılması o zaman daha kolay.