Her birini ayrı zaman tünelinden geçirerek deşifre etmeye çabaladığım yitik sokakların birinde, yorgun masalarından yeşil çuha örtülerin henüz iptal edilmediği bir sabahçı kıraathanesine rastladım. En az kendileri kadar hüzünlü suratımı görünce yadırgamadılar beni masalarından ender kalkan müşteriler. Artık yıkansa da temizlenemez kıvamındaki renksiz minik bardaklardan demli çaylar içtim.