"Aşksız karşılaşmalar! İnsanların yaradılışlarında, kavramlarında ne tuhaf bir büyü var! Bizler, güçlü olan biz erkekler, bu kadınların babaları, kocaları, kardeşleri, çocukları olan bizler çok ağır biçimde suçluyoruz onları. Kendilerini küçük düşürdükleri, çamura buladıkları, sokak kadını oldukları için... lanetlerken, bir yandan da kötü yola itiyoruz onları! Kendimize bakmıyoruz hiç.. aşağılık davranışlarımızı hoş görüyoruz.!. Yüz karamızı, küçüklüğümüzü - kadının sırtına yükleyerek- açıktan açığa taşıyoruz, gizlemiyoruz! Erkeklerle kadınlar bu alanda iyice öğrenmelidirler birbirlerini: Biri köpeklere, öbürü kedilere, sonra birlikte maymunlara dek inceleyerek gitmelidirler! Kadınla erkek arasında ahlâk anlayışındaki bu ayrılık,
kavramlardaki bu karışıklık, birbirini karşılıklı bu aldatışlar, kınamalar, ihanetler o zaman biter! Oysa iki ahlak dusünūp bulmuş erkekler: Biri kendileri için, öteki kadınlar için! "
"Sanatçının yaradılışında bu da vardır çünkü: Insanca olan hiç
bir şeye yabancı değildir onun yaradılışı. [Nihil humanum : İnsanca hiçbir şey] falan filan. Kimi insan içkiye, kimisi kadına, kimisi de kağıda verir kendini. Sanatçılarsa hepsine birden."
Başkalarının kör, mutlu oldukları yerde ben niçin her şeyi görüyor, biliyorum? Her şeyi anlamam için bir hışırtı, hafif bir yel, sessizliğin kendi niçin yetiyor bana? Tatsız bir duyarlılık bu!