Siyaset ve Yağma

Yamyamlara Oy Yok!

Emre Kongar

Öne Çıkan Yamyamlara Oy Yok! Gönderileri

Öne Çıkan Yamyamlara Oy Yok! kitaplarını, öne çıkan Yamyamlara Oy Yok! sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Yamyamlara Oy Yok! yazarlarını, öne çıkan Yamyamlara Oy Yok! yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye' de politikanın hali ortada. Bir kişi, tek bir kişi, tüm ahlaki, siyasal ve beşeri kuralları alt üst ederek, bir siyasal rejimi ve onun altında yatan koskoca bir hukuk sistemi ile ekonomik yapıyı hiçe sayabiliyor.
Bilindiği gibi, demokrasinin sadece "çoğunluk rejimi" olduğunun belirtilmesi, eksiktir. Eksik olduğu için de yanlıştır. Demokrasi bir çoğunluk rejimidir ama bu rejimde temel insan hak ve özgürlükleri güvence altındadır. Yoksa demokrasinin de Hitler, ya da Stalin veya engizisyon rejimlerinden hiçbir farkı kalmaz. Diyelim ki, Refah Partisi yüzde 21 değil de, yüzde 71 oy desteğine sahip. O zaman, insanları çarşaf giymeye, normal okulları kapayıp hepsini imam okulu yapmaya, ceza yasasını şeriat hükümlerine göre düzenlemeye, "islam" dinini, yöneticilerden farklı algılayan herkesi, kendileri gibi ibadet etmeye ve yaşamaya zorlama hakkını elde edecek mi?
Reklam
Türban Krizi
Bakın devlet bu bunalımı nasıl yarattı ve nasıl besliyor: 1) Devlet önce, İmam-Hatip okullarını, "milliyetçi ve mukaddesatçı gençler" yetiştirmek için, genel eğitim yerine adeta bir alternatif olarak yaygınlaştırma politikasını, 1960'lı yılların sonuna doğru benimsedi ve bunu, dönemin Cumhurbaşkanı Sunay'ın ağzından açıkça ilan etti. 2) Devlet, bu okulları yaygınlaştırırken, aslında asla imam olamayacak olan kız öğrencilerin de buralara kabul edilmesine izin verdi. 3) Devlet bu okullardaki eğitim ile, altı yıl boyunca bu gençlere, başlarını örtmenin din adına gerekli olduğunu öğretti. 4) Devlet, İmam-Hatip mezunlarının, emniyet müdürü, vali, savcı, yargıç gibi gibi görevler için eğitim yapan fakültelere girmelerine olanak sağladı. 5) Yine devlet, yani, asla imam olamayacak olan kızlarımızı İmam-Hatip okullarına alan, onlara bu okullarda altı yıl boyunca dini eğitim veren ve vali, emniyet müdürü, savcı, yargıç olma yollarını açan aynı devlet, ilgili fakültelere girmeleri için, kendi verdiği eğitimle başlarını örtmesini öğrettiği kızlarımıza bu kez, "başını aç!" dedi. 6) Üstelik, yine devlet, başlarını örtmesini öğrettiği bu çocukların başlarını açtırmak için, asıl görevi eğitim yapmak ve yaptırmak olan dekanları ve rektörleri, inzibat kuvveti olarak kullanıp, bu kararı uygulamalarını onlardan bekledi. Bunalım yaratmanın daha iyi bir yolunu bilen varsa beri gelsin!
Bir başka deyişle söylemek gerekirse, bir meslek eğitimi olan "imam-hatip eğitimi", sadece, devlet eliyle desteklendiği için değil, aynı zamanda, "normal eğitim çökmüş ve göçmüş" olduğu için de hızla yaygınlaşmıştır. Türkiye'de "normal" eğitim, bırakınız "iyi insan, iyi vatandaş yetiştirmeyi'', gençlerimizi teknolojik açıdan bile eğitememektedir. Böylece, "normal eğitim"e esas olarak kalan tek işlev, öğrencileri, "Üniversiteye hazırlama" olmaktadır ama, ortaöğretim artık bu işlevini bile yerine getiremediği için, aileler, "dershanelere" tonla para akıtmaktadır.
Anlamıyor.
Halk, kuramsal olarak enflasyonun nedenini bilmese bile, yaşadığı ekonomik sorunlardan iktidarın sorumlu olduğunu anlamıyor mu sanki?
Şimdi, sevmediğim bir cümle kuracağım ve diyeceğim ki, "Biz Türkler canavar yaratmayı, beslemeyi, büyütmeyi ve sonra da ondan korkmayı çok seviyoruz."
Reklam
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.