Kendini kaldırıp atmak için ufak bir işaretçik bekliyor benden; benim elimden çıkmış bir insanmışcasına istediklerimi yapıyor, buna karşılık onun ölümünü göreyim istiyor. Oysa, kırmızı güllü perdenin ardında, hiçbir şeyi yönetmiyorum, içimden kadının işine karışmak istemiyorum
Önlemek
kurtarmak
İstemiyorum...
Ne görebilirsem ne alabilirsem -YAŞAMINDAN- yetiniyorum bununla; beni görmemesi için perdemin ortasına küçücük bir delik açıp O'nu gözetliyorum.
Ağaçların arasında ilerleyen tabuta baktı. Sanki tabut değildi, tabut biçiminde kesilmiş bir uçurtmaydı. Sağa sola yalpa vurması küçük çocukların hoşuna gidecek bir şeydi. Bu uçurtmayı birden kendine benzetti, rakı içtikten sonra evin içinde boyuna kapılara merdivenlere çarpardı eli yüzü çürürdü, daracıktı ev, ne kadar kaçsa önüne ya duvar ya dolap çıkardı. Tabutla uçurtma, uçurtmayla kendisi arasındaki benzerliği ve birbirine benzeyen başka şeyleri düşündü; sonunda her şeyi birbirine benzetti.