Yanılsamalar Meyhanesi

Bekir Sıtkı Sezer
Âşık olmak çok kolaydır. Bir çift gözün esrarlı bakışına, şen bir kahkahanın tınısına kapılır gidersin o kadar. Ama gerisi çok zordur. Aşk kolayca düşülür ama ondan kolayca kurtulunmaz. Tıpkı korkunç bir girdabın göbeğine veya dipsiz bir kuyuya düşmek gibidir, düşersin ama bir türlü çıkamazsın. Kurtulmanın bir tek yolu vardır. O da sanatçı olmak... Ressam olursun, şair olursun, yazar olursun ve belki kurtulursun. Ama onun sonunda da deli olmak riski vardır. Ya Van Gogh gibi kulağını keser, sevgiliye yollarsın ya da bir başkası gibi tabancayı ağzına sokar intihar edersin, Allah korusun.
Melek
Sahile doğru yürüdü. Denizin kenarında bir bank vardı, bir süre oturdu, kararını gözden geçirdi. Evet, vakit gelmişti. Tam kalkıp suya doğru yürüyeceği sırada ayağına bir şey takıldı. Eğilip baktı, bir kediydi. Grili-beyazlı minicik bir kedi. Yemyeşil gözleriyle yüzüne bakıyordu. ... Pideden minik parçalar kopararak kedinin önüne bırakıyor, hayvan önündekini yutar yutmaz tekrar yeni bir lokma bekliyordu. O kadar iştahla yiyordu ki canının çektiğini hissetti. Bir parça koparıp ağzına attı. Hayret! Ekmeğin o hafif tuzlu, iç açıcı, damağında eriyen doyurucu tadını hissedebiliyordu. ... Kediyi kucağına alıp gerisin geriye eve döndü. ... Yeşil gözlü, grili-beyazlı kedinin de karnı doymuş, keyifle yalanıyordu. Kucağına aldı onu, evirip çevirdi. "Dur bakayım, demek kızsın ha. Öyleyse adın Melek olsun." dedi. Kedi kucağında televizyonun karşısına kurulup oturdu, kulağındaki çınlama iyice azalmış, o uğursuz ses tamamen uzaklaşmıştı.
Reklam
İnsanlar arayıp da bir türlü bulamadıkları mutluluğun aslında hemen yanı başlarında olduğunu bilemezlermiş bir türlü ve bu yüzden acı çekerlermiş.
…Benliğinin ayrılmaz bir parçası gibi duran sigarası elinde dalıp gitmişti.
Resim