"Kendisine gerçek hayat diyen taraf ve onun insanları arkada kaldı; tercih edilen ve arzulanan karanlık önlerine serildi."
Yansıma serisi her kitap okuyucusunun etkilendiği ve beğendiği kitabın içinde bir karakter olarak yer alma, olayların gidişatında merkezi bir rol üstlenme hayalini fantastik öğelerle süslenmiş distopik bir hikaye çerçevesinde sunuyor. 3 kitaptan oluşan bu seri anlatım dili, kurgusu, düşüncelerin duygularımıza yansımasını ve kişilerarası ilişkileri gerçekçi bir bakış açısıyla işlemesi açısından çok beğenerek okuduğum ve etkilediğim bir seri oldu.
Serinin üçüncü kitabı Nadven; ilk iki kitaptan farklı olarak, Yansıma romanının ana karakteri Nadven'i merkeze alarak hikayeye devam ediyor. Hande'nin Lande'ye dönmekte gecikmesi Nadven ve arkadaşlarını farklı çözüm yolları aramaya yönlendiriyor. Hande ise psikiyatristinin ve ailesinin etkisi ile neyin gerçek , neyin kendi kurgusu olduğuna dair düşünceleri içinde hareketsiz kalıyor ve Lande'ye dair araştırmalarını bırakıyor. Bu durumu tahmin eden Nadven Hande' ye ulaşmak için daha önce denenmemiş, korkutucu varlıklarla karşılaşmasını gerektiren tehlikeli bir maceraya adım atıyor.
Lande' nin gizemi, kader habercileri, roman karakterlerinin geçmişlerine yönelik bilgilerin ve bağlantıların açığa çıkarılması, fantastik varlıklar, mistik nesneler, yaşadığımız hayat konusunda ne kadar kontrol sahibi olduğumuz gibi konular bu kitapta en çok dikkat çeken öğeler. Okuduğu kitap için, "Ben de bu kitaptaki karakterlerden biri olsaydım" cümlesini kurmuş ve bunu hayal etmiş herkese bu seriyi öneriyorum.