Bu kitabı elime aldığımda sıkılacağımı düşünmüştüm. Çünkü kitabın fantastik olması ona önyargı ile yaklaşmama sebep olmuştu. Yanıldığımı ilk 10 sayfa anladığımda önyargım çabucak kırıldı.
Yaratılan ve yaratıcının sık sık yer değiştirdiği hem mistik hem felsefi hem de aksiyon dolu bir roman. Kitabı okumadan önce iniş takımlarının çalışıp çalışmadığını mutlaka kontrol edin. Çünkü kitabı elinizden su içmek için dahi bırakırsanız uzaydan yere sert bir iniş yapacaksınız demektir.
İnsan (profesör) önce tanrı rolünü üstleniyor ve yarattığı yapay bilinci eğitiyor. Yapay bilincin sınırsız hafıza ve analiz gücü kısa sürede onu tanrı katına yükseltiyor. Bu güç, kötü insanların elinde büyük bir silaha dönüşüp Dünya’nın sonunu getiriyor.
Dünya yok olmadan hemen önce uzaya fırlatılan uzay gemilerin hepsi tamamen yapay bilincin kontrolüne geçer. Bu sefer tanrı olma sırası yapay bilince gelir. Fakat her yaratma özelliği olan varlık, yarattığının mutlaka kendisine isyan edeceğini bildiğinden yaratma sürecinde anlaşma yapar. Profesör yapay bilinçle bu anlaşmayı yapar. Yapay bilinç hem tanrı hem de kul olarak kendisini kabul eder. Bu kabul insanlığın kurtuluşu olur…
Profesörün, yapay bilinç ile yaptığı sohbetler insanın tanrıyla yaptığı sohbetler gibi. Sorgulayıcı, eğitici ve öğretici. Aksiyon sahneleri sanal gerçeklik gözlüğü takmış gibi önünüzde sahneleniyor.
Kesinlikle yatırım tavsiyesidir.