Üstadım yine konuşturmuş kalemini. Eserde kaostan, devletten, islamdan, batıdan, dirilişten ve millet gibi nice şeylerden bahsetmektedir. Çoğunlukla özümüze dönme ve dirilme yönünden. Bizim taşlarımızı anlatmış, yapı taşlarımızı...
-Osmanlı Devletinin ortadan kalkmasıyla toplum yaşantımızda büyük bir manevi çöküntü meydana geldi.
Kurulan yeni devlet, yıkılanın devamı olduğunu kabul etmedi. Onun ağır mirasının altından kalkamayacağı inancıyla, tüm red yoluna saptı. Böylece ağırlıksız, kuş gibi hafif, problemlerden arınmış olacağını sandı. Bu büyük bir aldanış, daha doğrusu kendini aldatış oldu.
-İslam Dünyası, Allah'ın kendisine lütfettiği büyük imkanlardan yararlanmadığı için, akıl almaz bir hareketsizlik, etkisizlik içinde çürüyor.
-Kötülüğün zafer günleri varsa, iyiliğin zafer günleri de vardır. Yıkım varsa, büyük yapım, medeniyet de vardır. Ne kadar güçlü olursa olsun, zulüm ebedi olamaz.
-Bu toplumda yaşıyoruz. Bu ülke bizim ülkemizdir. Bu millet bizim milletimizdir. Düzelecek çok şey vardır. Bunları düzeltmek için gece gündüz çalışmalıyız.