Gerçek bir sanat eserinin yaratıldığı andaki şartlar değiştiği halde o eser gelecek nesilleri inandırmaya, heyecanlandırmaya ve yükseltmeye devam eder.
Şiirin güzelliği söylenişinden geliyor. Doğru söze ne denir! Ama iş bu kadarla bitmiyor. Şiirin arkasında birini arıyor gözlerimiz, müşterek derdimizi dert bilen, bizi bu dertten kurtarmak için çırpınan birini.
...ne zaman aydın kişi kendini doğrudan doğruya bütün ışıklariyle, bütün ışık yüküyle halkın arasında bulabilecektir? Evet, ne zaman kendini bütün varlığiyle halka verebilecektir?
...sanatkârın yaratıcı elini sürükleyen şey güzellik dediğimiz bir kuvvettir ki o elden çıkan eserde de sanatkârın bütün istek ve amaçları, sanat eserinin kendi özelliklerinde ifadesini bulmalıdır.
Sanat ustaları, ilham perilerinin süslediği tavan aralarından, ağaç gölgelerinden, kahvelerden çıkıp cephelere, hapishanelere, işkence odalarına, barikatlara girdiler. Verdikleri eserler de elbette ki oraların damgasını taşıyacaktı.