Yaşlanmıştı ama yaş onu bilgeleştirmemişti. Bu yaşa geldiğinde çok daha zeki biri olacağını düşünmüştü hep ama değildi işte. Aksine dengesini daha da yitiriyordu.
Elbette kafatasının fermuarını açıp beynini çıkarabilse ve mutfak lavabosuna götürüp tüm pişmanlıkları, kırgınlıkları ve aşağılanmaları yıkayıp lavabo deliğinden aşağı yolladıktan sonra her şeye sıfırdan başlayabilse işi çok daha kolay olurdu ama bu imkansızdı.
Tanrı aşkına, yola başlamışken, neler hayal ederken şimdi geldiği noktaya bir türlü inanamıyordu. O anda şunu anladı ki çocukken çok fazla film izlemişti; bu yüzden doğal olarak her zaman kendisi için de mutlu bir son hayal etmişti.