"Etrafına bakıyorsun, her yerde uzun duvarlar ... Boğuluyor gibi oluyorsun ve gökyüzünü görmek istiyorsun ama gökyüzü bile tüm renklerini yitirmişçesine kasvedi bulutlarla kuşanıyor. Bir köşeye çekiliyorsun, belki de bir duvar dibine ... Sonra uzun uzun bakıyorsun gökyüzüne. Bulutların ötesinde bir ışık görmek istercesine bakıyorsun ancak ne kadar bakarsan bak, hep aynı kasveti görüyorsun. Nefret saklandığı yerden çıkıyor, kuşatıyor seni, özlemini çektiğin her şeye duyduğun büyük, yakıcı nefret. Bir süre sonra kabullenip asla güzel şeylere sahip olamayacağını anlayarak hayattan beklentilerin düşüyordu. Geriye kalan tek şey ise sana dayanma gücü veren yaşanmışlıklara olan nefretin oluyordu. Sahip olduklarımıza ve asla sahip olamayacağımız şeylere duyduğumuz nefretti bize kalan."