Hikâye, odasında oturan genç bir tüccar olan Georg Bendemann'ın yıllar önce iş kurmak için memleketinden ayrılan ilk zamanlar başarılı olan fakat artık işleri iyi gitmeyen Rusya'daki sevgili arkadaşına mektup yazmasıyla başlamaktadır. Georg, diğer olayların yanı sıra arkadaşına nişanlandığını ve yakında Frieda Brandenfeld ile evleneceğini söyler.
Georg, derin düşüncelerinden sıyrılır ve babasını kontrol etmeye karar verir. Babasına, arkadaşına yeni bir mektup yazdığını ve arkadaşını yaklaşan evliliği hakkında bilgilendirdiğini söyler. Babası, oğlunun Rusya'daki arkadaşının varlığını sorgular, bu noktada Georg konuyu değiştirir. Georg'un babası karısının ölümünün Georg'dan daha çok kendisini etkilediğini iddia eder.
Georg babasının bir süre yatakta yatmasını ısrar edince baba, oğlunun kendisinin ölmesini istediğini iddia eder. Üstelik oğlunun arkadaşından haberdar olduğunu kabul eder. Georg'un kendini kötü hissetmesine neden olur ve arkadaşının Rusya'ya taşındığından beri Georg'un arkadaşını görmezden geldiğini öne sürer. Baba, Georg'un sevgisi ve ilgisini takdir etmez, kendi işini halledebileceğini belirtir. Georg, bir köşeye çekilir ve babasından ve sert sözlerinden ürker.
Georg'in babası onu bencil olmakla suçlar ve sonunda oğlunu "boğulmak suretiyle ölümle" cezalandırıyor. Georg kendini odadan atılmış hisseder. Evinden koşarak bir köprüye doğru koşar ve köprünün korkuluklarına varır, sıçrayıp arkasına geçer. Kendini sulara bırakır.