Yârim Haziran

Can Dündar
Bu kitapta toplandı "en sevdiklerim"... Kâh bir haziran telaşında kâh kış güneşi altında; ya bir nehir kenarında ya dolunay sağanağında karalanmış satırlar bunlar... Kiminde eski bir resim, kiminde gizli bir hüzün, çoğunda içten bir söz ama hepsinde benden bir iz; içimi ısıtan aşklar, özlediğim telaşlar, kaybettiğim yoldaşlar, yitirdiklerimin ardından dökülmüş yaşlar var... Can Dündar, en kişisel kitabı olarak gördüğü Yârim Haziran’da doğanın ve ruhumuzun dört iklimini dillendiriyor ama adından da anlaşılacağı gibi tutkuyla... Umutlu olmaktan, hayatın sürprizlerini de, şeytanın dediklerini de kucaklamaktan geri duramıyor. Zira ilk öpücük heyecanından, yaşamın başıboş bir dere gibi akıp gitmesinin verdiği hüzne kadar uzanıyor bu yazılar... Pastırma yazıyla birden bastıran tipiye, "gelecekse gelsin artık sonbahar" ile "hiç bitmese şu yaz" arasında sıkışıp kalmış ruh halimize tercüman oluyor; kimi zaman dünyanın uğultusunu kimi zaman içimizdeki sessizliği anlatıyor Can Dündar. Kısacası, süresini ve yörüngesini bilmeden çıktığımız hayat yolculuğuna düşülmüş içten ve sıcak notlar; hayat yolunda yüreğimize vuran ayazlar, çöl rüzgârları ve meltemler var bu kitapta... İçten geldiği gibi yazılmış, uçarı, satırlarına sığmayan, sayfalarından taşan bir kitap Yârim Haziran... Tıpkı dalında patlamayı bekleyen bir tomurcuk gibi...
168 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1998
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Haziran'ı bambaşka olanlara
158 syf.
8/10 puan verdi
Can Dündar'a sorarsanız kitaplarım hepsi özel fakat sorduklarında kalbim hep Yarim Haziran'a gidiyor diye başlamış. Severek okudum. Hava da bahar ayları iken. Mayıs, Haziran kapısını zorluyor. Papatyalar içersinde okudum. Çok fazla bir şey yazmak istemedim açıkçası. Okunaklı bir kitap. Sıkıp boğan yoran türden değil. Sayfa sayısı da bir açıp bitirivermelik. Bazı kısımlarda kelimelerin müthiş dokunaklı yanları var. Kendinizden bir şey bulacağınız şüphesiz. Keyifli okumalar dilerim.
Yarim Haziran
Yarim HaziranCan Dündar · İmge Kitabevi · 20051,228 okunma
174 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Can Dündar
Can Dündar
’ın 1k’sı…
Can Dündar
Can Dündar
o gün veya o hafta okuduğu kitap, izlediği film, dizi, tiyatro veya gözlemlediği olaylar üzerine inceleme veya yorumlarını içeren bir kitap. Yatırım tavsiyesi olabilir.
Yarim Haziran
Yarim HaziranCan Dündar · İmge Kitabevi · 20111,228 okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Hani bazı kitaplarla sohbet edersiniz ya.. Yudum yudum okur,dura dinlene sindirirsin anlatılanı. Nazım Hikmet'in satırları gecer, açar Nazım'dan devam edersin. Sonra Atilla İlhan... Sakin zamanınızda okuyun Yarim Haziran'ı. Mümkünse gecenin kuytusunda...
Yarim Haziran
Yarim HaziranCan Dündar · İmge Kitabevi · 20051,228 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
Haziran doğumlu Can Dündar kendinden izler taşıyan yazılarını 4 mevsime bölerek anlatıyor kitabında. Sayfalar arasında telaşla koşmak, umutlanmak, bir sokakta başıboş dolanmak, sessizliğe kulak kabartmak, hüzünlenmek, Cohen şarkıları dinlemek serbest... Sıcaklarda hafif ama doyurucu bir şey isterseniz, tavsiyedir.
Yârim Haziran
Yârim HaziranCan Dündar · Can Yayınları · 20151,228 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Can Dündar' ın kaleminden yaşanmışlıklardan, yaşanacaklara, bir pencere olmuş, ışık olmuş, rehber olmuş adeta hayata dair. Okur iken huzur bulacağınız ve aynı zamanda da bolca alıntılar yapacağınız güzel bir eser...
Yârim Haziran
Yârim HaziranCan Dündar · Can Yayınları · 20151,228 okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
" ... Daha kaç gemi var içinde olmak isterken ardından el sallayacağımız ..." der Can Dündar, Yarim Haziranda... Okurken kitabın her cümlesinde kalbinize sindirmeden geçemiyorsunuz bir başka cümleye.. Öyle güzel, öyle içten işte... Altı çizilecek satırlaron ardı arkası gelmiyor.
Yârim Haziran
Yârim HaziranCan Dündar · Can Yayınları · 20151,228 okunma
Yarim Haziran
158 syf.
10/10 puan verdi
Kâh içimizdeki umut tohumlarını filizlendiren, kâh bizi kanlı tarihimizin acı gerçekleriyle yüzleştirip, hüzünlendiren, kâh tatmadığımız aşkın sevinciyle yüzümüzü güldüren bir kitap Yarim Haziran. Hissettiklerimiz, Haziran gecelerinin sıcaklığının üzerinden usulca esen bir rüzgâr gibi betimlenmiş adeta. Geleceğe olan umutlarımızın yitip gittiği yerde Haziran'dan kalma cümleleriyle hayata bir adım daha yaklaştırmış bizi Can Dündar. Okurken içimde umut güvercinleri uçtu desem yeridir. Yaşamı doyumsamanıza yardımcı olacak yazılardan derlenmiş, insanın kendi varlığını daha iyi hissetmesine yardımcı olmuş, çok beğendiğim bir eser. Hayatı hislerle olduğu kadar gerçeklerle de açıklamış, her ne kadar sırt çevirsek de, örtbas etmeye kalksak da asla değiştiremeyeceğimiz gerçeklerle... İşte tam da bu noktada bizim o gerçeklerle geleceğe dört bir elle tutunmamızı sağlıyor roman. Bence en çok da bunun için özel... Herkese okuması için tavsiye ettiğim/edeceğim bir kitap, değil; bir umut mevsimi. Okurken kendinizden izler bulacaksınız mutlaka. Umarım yaşam denen serüvende hislerinizi doğrulamak için size de güzel bir kaynak olur...
Yarim Haziran
Yarim HaziranCan Dündar · İmge Kitabevi · 20051,228 okunma
·
Puan vermedi
Günaydınn! Can Dündar’ın 1998 yılında çıkardığı bu şahane deneme kitabından bahsetmek istiyorum bugün. Bu kitabın içinde 44 tane çok güzel deneme var. Can Dündar’ın kıvrak zekası ve akıcı dili sayesinde hiç sıkılmadan okuyabileceğiniz bu kitabı tatilin ortasında, yolda, balkonda okumak için yanınızda, çantanızda bulundurun derim. Dolunay beni oldum olası etkilemiştir. Bu nedenle “Dolunaya İnat” adlı denemeden bir pasaj seçeceğim, kitap arkası için seçilen bölüm de bu denemeden... “Ayla yıkanmanın keyfini sürdüm bir müddet... Sonra penceremi açıp onu içeri aldım. Efsunlu ışıklar saçarak avuçlarındaki aydınlığı kitabıma, rakı kadehime, can eriklerime sürdü. Gecikmiş bir bahar, çekirge sesleri ve iğde kokularıyla içeri daldı hemen peşi sıra... Telaşla.. Şiirler doldu odama, mısra mısra... Fener alayları geçti aklımdan; uzak denizler ve göç yolları geçti. Dolanıp dolunayın kanadına, uçmak istedim.” Dolunayın hatrına yaptığım bu paylaşımı, Cahit Sıtkı Tarancı’dan bir dize ile sonlandırayım “Aya haber sal çıksın bu gece; görünsün şöyle gönlümce...” Keyifli okumalar. #yarimhaziran @candundarofficial #okuyorum #okudumbitti #kitapyorum #kitapkurdu #booklover #book #bookstagram #instabook #okuyarakyasa #okuyorum #okudumbitti #kitapkurdu #kitapyorum #kitapbenim #bookstagram #booklover #books #instabooks #kitapsevgisi #kitapyurdu #kitaplariyikivar #kitapokuyorum #kitapyorumu #kitapalışverişi #kitapokumak #kitapkardeşliği #kitapkolik #kitapevi #kitaptansözler #kitaptanitimi #kitapdelisi #kitapci #kitaplarkalpkirmazlar #kitapalıntıları
Yarim Haziran
Yarim HaziranCan Dündar · İmge Kitabevi · 20051,228 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapta toplandı “en sevdiklerim”... Kâh bir haziran telaşında kâh kış güneşi altında; ya bir nehir kenarında ya dolunay sağanağında karalanmış satırlar bunlar... Kiminde eski bir resim, kiminde gizli bir hüzün, çoğunda içten bir söz ama hepsinde benden bir iz; içimi ısıtan aşklar, özlediğim telaşlar, kaybettiğim yoldaşlar, yitirdiklerimin ardından dökülmüş yaşlar var... Can Dündar, en kişisel kitabı olarak gördüğü Yârim Haziran’da doğanın ve ruhumuzun dört iklimini dillendiriyor ama adından da anlaşılacağı gibi tutkuyla... Umutlu olmaktan, hayatın sürprizlerini de, şeytanın dediklerini de kucaklamaktan geri duramıyor. Zira ilk öpücük heyecanından, yaşamın başıboş bir dere gibi akıp gitmesinin verdiği hüzne kadar uzanıyor bu yazılar... Pastırma yazıyla birden bastıran tipiye, “gelecekse gelsin artık sonbahar” ile “hiç bitmese şu yaz” arasında sıkışıp kalmış ruh halimize tercüman oluyor; kimi zaman dünyanın uğultusunu kimi zaman içimizdeki sessizliği anlatıyor Can Dündar. Kısacası, süresini ve yörüngesini bilmeden çıktığımız hayat yolculuğuna düşülmüş içten ve sıcak notlar; hayat yolunda yüreğimize vuran ayazlar, çöl rüzgârları ve meltemler var bu kitapta... İçten geldiği gibi yazılmış, uçarı, satırlarına sığmayan, sayfalarından taşan bir kitap Yârim Haziran... Tıpkı dalında patlamayı bekleyen bir tomurcuk gibi. Arka kapaktan
Yârim Haziran
Yârim HaziranCan Dündar · Can Yayınları · 20151,228 okunma
174 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Merak etmiyor musunuz; ne kadarı gözyaşı kalan yaşamınızın, ne kadarı kahkaha?.. Yaşam terazinizde 'keşke hiç yaşamasaydım' dedikleriniz mi, hep tekrarlansın istedikleriniz mi ağır basardı?.. Avucunuzun içinden kayıveren sular gibi yitip giden yıllar geride ne tortu bırakıyor? Kendinizi bütün kazılmış siperlerinizin dışına koyup bütün kalkanlarınızı indirdiğinizde, çırılçıplak karşısına geçtiğiniz yaşam aynasında ne görüyorsunuz?... 'Keşke'nin panzehiri 'iyi ki'dir. İlki ne denli pısırıksa, ikincisi o denli yiğittir... 'Keşke'cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır. 'İyi ki' öyle mi ya...! Onda, yara bere içinde olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır. 'İyi ki'lerinizi toplayın bugün ve 'keşke'lerinizden çıkartın. Fazlaysa kardasınız demektir. Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara... Rüzgarlarla koştunuz ya..." Yaşama; yaşanmışlıklara, yaşanamamışlıklara dair içten öyküler...
Yarim Haziran
Yarim HaziranCan Dündar · İmge Kitabevi · 20051,228 okunma

Yazar Hakkında

Can Dündar
Can DündarYazar · 48 kitap
Can Dündar (d. 16 Haziran 1961, Ankara), Türk araştırmacı, gazeteci, televizyoncu ve belgesel yapımcısı. Türkiye'nin yakın tarihi, politikası ve popüler kültür konularında hazırladığı belgeselleri ile tanınmış bir belgesel yapımcısıdır. Özellikle Sarı Zeybek (1993) belgeseli ilgi görmüştür. Şubat 2015'te Cumhuriyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni olan Dündar'ın, bu gazetede 29 Mayıs 2015 tarihinde kendi imzasıyla yayınlanan MİT TIRlarındaki silah haberi büyük yankı uyandırmış ve gazeteci bu haber nedeniyle tutuklanıp yargılanmıştır. Yargılama sonucunda casusluk ve hükûmeti ortadan kaldırma suçlamalarından beraat eden Dündar, devletin gizli belgelerini elde edip yayınlamaktan ceza aldı. Davanın temyiz sürecinde tutuksuzluğu devam eden gazeteci, can güvenliği endişesiyle Almanya'ya gitti. Dündar, Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmenliğinden ayrılmış; aynı gazetede köşe yazarlığına devam edeceğini açıklamıştır. 31 Ekim 2016 tarihinde hakkında yakalama kararı çıkarılmıştır. Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü tarafından açıklanan 2017 Nobel Barış Ödülü adayları arasında üçüncü sırada yer aldı. Ali Rıza ve Öznur Dündar çiftinin tek çocuğu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1982'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. Üniversite yıllarında gazeteciliğe başladı. 1979'dan itibaren sırasıyla Yankı, Hürriyet, Nokta, Haftaya Bakış, Söz ve Tempo’da çalıştı. 1986'da Birleşik Krallık'ta London School of Journalism'i bitirdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde siyaset bilimi dalında yüksek lisansını aynı senede tamamladı. “Media and democracy, a comparative case study on the press portrayal of the Belgrane and Kocatepe affairs” (Medya ve Demokrasi, Belgrano ve Kocatepe Olayları’nın medya tasviri üzerine karşılaştırmalı bir inceleme) başlıklı yüksek lisans tezinde iki ülkede birer savaş gemisinin yanlışlıkla batırılıp devlet sırrı olarak saklanması konusunu inceledi. Televizyona 1988'de TRT'de Seynan Levent ile başladı. 1989-1995 arasında 32. Gün program ekibinde çalıştı. 1993-1994 yıllarında Show TV'de Mehmet Ali Birand’la birlikte 'Çapraz Ateş’i hazırladı. Özellikle 1993’te Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ve yazar Aziz Nesin’in konuk olduğu bölüm gündem yarattı ve üzerinden tartışmalara sebep oldu. Gazetecilik ve belgeselciliğe ağırlık verdiği dönemden sonra 2006'da televizyonculuğa yönelen Dündar, 19 Eylül 2006'da başladığı "Neden?" isimli tartışma programını 9 Haziran 2009 tarihine kadar hazırlayıp sundu. 2009-2010’da NTV kanalında yayımlanan Canlı Gaste’yi hazırlayıp sundu ve aynı kanalda 2010-2011’de canlı ana haber bültenini sundu. Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte ‘Demirkırat’ (1991) ve ‘12 Mart’ (1994) adlı belgesel dizilerini hazırladı. Ayrıca Türkiye’nin güzellik kraliçelerini anlatan ‘Cumhuriyet’in Kraliçeleri’ belgesel dizisini ve Atatürk’ün son 300 günün anlatan Sarı Zeybek belgesellerini hazırladı. 1994-1995 yıllarında Türkiye tarihinin gölgede kalmış kahramanlarının öykülerini anlatan ‘Gölgedekiler’ adlı belgesel serisini hazırladı. Köşe yazarlığı 1994'te Aktüel’de başladı; aynı yıl Yeni Yüzyıl gazetesinde günlük köşe yazıları yazmaya başladı ve bu gazetede beş yıl çalıştı. Köşe yazarlığı ve belgesel yapımcılığı sürerken ODTÜ’de doktora çalışmalarına da devam eden Dündar, 1996'da “Terör ve medya: Liberal Teori ışığında, terör olaylarının televizyonda işlenişine eleştirel bir yaklaşım” başlıklı tezi ile doktorasını tamamladı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ ve ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü Kültürlerarası Çalışmalar programında yüksek lisans dersi verdi. 1996 ve 1997 yılında Show Tv için hazırladığı 10 bölümlük ‘Aynalar’ belgesel ile politik ve tarihî konuların dışına çıktı; popüler kültür alanında çalışmalara yöneldi. 1996-1998 yıllarında 40 Dakika isimli belgesel-haber programını hazırlayıp sundu. Özellikle 7 Ocak 1997’de yayınlanan programda Susurluk Kazası’ndan yola çıkarak yapılan araştırmalarla ilgili iddialar uzun süre gündemde kaldı. Atatürk'ün öğrencilik hayatındaki ülke durumunu ve Atatürk'ün beraberliğinde gerçekleşen değişimleri anlatan Yükselen Bir Deniz belgeseli ile 1998'de belgeselciliğe döndü. Türkiye siyasi tarihi ve popüler kültüründeki önemli kişiler ve Köy Enstitüleri, Devlet Tiyatroları, İş Bankası, Mülkiye gibi kurumlara ilişkin çok sayıda belgesel yaptı. 1999 Ocak'ından 2001 Ocak sonuna kadar Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 2001 Ocak ayından itibaren Milliyet gazetesinde, Ada başlıklı köşe yazısı yazdı. 2003-2004 yıllarında Milliyet gazetesi için ‘Popüler Kültür’ ekini çıkardı. Milliyet gazetesiyle yolları 1 Ağustos 2013 tarihinden itibaren ayrılmıştır. Milliyet'ten ayrıldıktan sonra BirGün'de Doğan Tılıç'ın köşesinde bir ay boyunca haftada üç gün yazdı. Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatan Mustafa adlı filmi yazıp yönetti. 2008 yılında vizyona giren film, Atatürk’ü yargıladığı ya da kötülediği yönünde eleştirilere maruz kaldı. 25 Ekim 2013 tarihinden beri Cumhuriyet gazetesinde yazan Dündar, 8 Şubat 2015'te gazetenin genel yayın yönetmenliği görevine getirildi. 2014 yılında Gezi Parkı protestoları ile ilgili ‘Gözdağı’ adlı belgeseli hazırladı. MİT TIR'ları davası Tutuklanması Suriye'ye gönderilen MİT TIR'ları ile ilgili haberin 29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet'te,‘İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar’ başlığıyla ve Can Dündar imzasıyla duyurulmasının ardından bu haberlere yayın yasağı getirildi. Aynı gün Can Dündar'a ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasî ve askerî casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma’ suçlarından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu haberi yapan kişi, bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu.” demiştir. Erdoğan'ın savcılığa yaptığı bireysel başvuru ile Can Dündar'a ‘gerçeği yansıtmayan haber, yorum ve görüntüleri yayınlamak suretiyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu’ öne sürerek iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42 yıl hapis cezası talep edildi. Bu davada 26 Kasım 2015 tarihinde gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ile birlikte tutuklanmıştır.[19] Erdoğan, 24 Kasım'da ise “O TIR'lar Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Şimdi diyecekler ki ‘Başbakan TIR'ların içinde silah yoktu’ diyordu... Varsa ne olacak, yoksa ne olacak.” demiştir. ‘Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme’, ‘devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama’, ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme’ suçlamalarını içeren iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 26 Kasım 2015'te tutuklu yargılanmak üzere cezaevine götürüldü. Tahliyesi Dündar ve Gül, 6 Aralık 2015'te AYM'ye bireysel başvuruda bulunarak tutuklu yargılanırken haklarının ihlâl edildiğini söylediler. Bu başvurunun ardından 25 Şubat 2016'da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin “Siyasî casusluk yaptıklarına ilişkin somut bilgi yoktur” şeklindeki gerekçeli karar ile tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiler. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, kararı sevinçle karşıladıklarını ancak mahkeme kararları üzerinden AK Partinin itham edilmesini doğru bulmadığını söyledi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, bu kararı alan Anayasa Mahkemesi üyelerini kutladığını söyledi. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve Pervin Buldan kararı sevinçle karşıladıklarını ifade etti. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ve AGİT, kararı memnuniyetle karşıladıklarını ve basın özgürlüğü açısından önemli bulduklarını ifade ettiler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat günü Can Dündar için Anayasa Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararını “Mahkeme bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Ben Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim (...) Ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum. (...) Aslında onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Eğer kararında direnmiş olsaydı, bu bireysel başvuru veyahut da AYM'nin vermiş olduğu karar boşa çıkacaktı.” şeklinde yorumladı. Erdoğan 4 Mart'ta ise "Evet ortada bir Anayasa ihlali vardır. Ama Anayasa’yı ihlal eden değilim. Bu Anayasa Mahkemesi’nin karar merciinde olanlardır. Birinci mahkeme Anayasa Mahkemesi'nin kararına uydu. Ama bu işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, bir üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir." dedi. Yargılanması 6 Mayıs 2016'da gerçekleşen dördüncü duruşma sonucunda Dündar ve Gül, hükûmeti ortadan kaldırma suçlamasından beraat etti. İkili hakkındaki casusluk suçlaması da düştü. Devletin gizli belgelerini elde edip yayınlamaktan yedi yıl hapis cezası alan Dündar'ın cezası beş yıl 10 aya indirildi. Davanın temyiz sürecinde tutuksuzluğu devam eden Dündar, can güvenliği endişe ile Almanya’ya gitti. Dündar, Ağustos 2016’da Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmenliğinden ayrılmış; aynı gazetede köşe yazarlığına devam edeceğini açıklamıştır. 24 Ocak 2017'den beri Almanya merkezli Özgürüz adlı haber portalının genel yönetmenliğini sürdürmektedir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.