Yârim Haziran

Can Dündar

Oldest Yârim Haziran Quotes

You can find Oldest Yârim Haziran quotes, oldest Yârim Haziran book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Aya tutulduk, ay tutulurken... Yollarda esmer tenli adamlar silah sıktı ayın karanlık yüzüne doğru; Kurşun dökercesine gökkubbenin uğursuz mührünün üzerine... Ve çocuklar teneke çaldı dolunayın ruhunu kurtarmak için, kara büyücünün elinden... Bense durumu açıklarken "aydan dedesini kaybetme telaşındaki oğluma; ne kara büyücülerden söz ettim ne de gezegen sisteminden: "Güneşe tutkunmuş dolunay" dedim; "Lakin karalar bağlamış, aralarına dünya girince..." İzahat ne kolay, konu aşka gelince..."
"Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş..."
Reklam
"Buharlarla sarmalanmış mahzun bir tren garı gibi yılbaşı... Her Aralık so­nunda o gara gidip bekliyorsunuz... ki­mi zaman dönüşü olmayan bir yolcuyu uğurlamanın hüznü... kimi zaman hasretle beklenen bir dostu karşılama­nın sevinciyle... Kitabın kaçıncı sayfasını çevirdiği­nize göre değişiyor haletiruhiyeniz... Ya sevinçle karşılı­yorsunuz geleni.... ya gidenin ardından hüzünle el sallıyorsunuz."
"Sınırlı bir hayatı çabucak tüketmek için dörtnala koşturup dururken, bir an olsun durup geride kaç farklı ayak izi bıraktığınıza dikkat ediyormusunuz?"
"Çünkü en beteridir kendisiyle savaşanların, kendine yenilmesi… İnanmadan din adamı olarak kalamazsınız; sevmeden aşık rolü oynayamaz, cesaretsiz savaşamazsınız; , kalbinde kanayan bir yarayla kalplere şifa taşıyamazsınız Bu kuşatmayı yarmak için o “zaaf”larınızı yok etmek zorundasınız; çoğu kez kendinizden vazgeçmek pahasına…"
"İyi ki"lerinizi toplayın bugün ve "keşke"lerinizden çıkartın. Fazlasıyla kardasınız demektir. Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara... Rüzgarlarla koştunuz ya... "keşke"leriniz, "iyi ki"lerinizden çoksa... Telafi için elinizi çabuk tutun. Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz "keşke" diye nemlenmesin..."
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Kış boyu baharı iple çekmişken... şimdi sonbaharı özlemem neden?
Bakakaldım peşinden... Ne gözümü alabildim... Ne göze alabildim...
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden vurdular onu... Sürü, sevmezdi kanatların farklı çırpılmasını... "Anti"lerden hoşlanmazdı. Sürü, kimseye farklı olma hakkı tanımaz, itaatsizliği bağışlamazdı. Sürü, kendisine benzemeyeni vahşice  cezalandırır, sonra da bu kör öfkesini "gelenek, görenek, inanç" ambalajına sarardı. Herkes aynı hizada uçmalı, herkes aynı leşe konmalı, herkes aynı çöpten beslenmeliydi. Çatık kaşlar imparatorluğunda kazara biri gülüverir, biri hayatı sorgulayıverirse yanardı sürü... Bırakmadılar.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.