Ben onun bakışlarını
kullanmaya başlamıştım
kanı damarlarımın ağacında
akıyordu
tozlu karanlığım aydınlığına
bulaşmıştı
büyük bir yaşantıyı birdenbire
eskitmiştik
"Telefonda sesini tanıyamıyorum. yüzün parmaklarımdan akıp kayboluyor. böyle hep bir şey kopuyor bir şey kırılıyor. sabaha karşı gel, eski gözlerinle gel."