Ben onun bakışlarını
kullanmaya başlamıştım
kanı damarlarımın ağacında
akıyordu
tozlu karanlığım aydınlığına
bulaşmıştı
büyük bir yaşantıyı birdenbire
eskitmiştik
canımın çok sıkıldığı bir gün, bugünkü gibi aklımda, bir film şirketinden birkaç bin lira alacağımı hesaplıyorum, şirketin patronu inanılmaz bir yüzsüzlük ve soğukkanlılıkla önceden konuşulmuş olanları, verilmiş sözleri es geçip, bana birkaç yüz liralık bir çek yazıyor, üstelik bunu işini bilir usta işadamı, kurnaz tüccar halleriyle yapıyor. sessiz bir öfke içinde eve dönüyorum, şiir handiyse kendi kendini yazdırıyor,
beni de kırdılar ben artık küsüm
yağmurlar yağmıyor ağaçlarıma
sularından içmiyorum susadım ama
beni de kırdılar soğuk bir ölüm
çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma
oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm
bütün şarkılara kapalıydılar
yağmurun şimşek yeşili çetrefil yazısı
(...)
büyük bir haksızlığın birden anlaşılmadı
tutsaklığa çok yakın çekingenlikler
(...)
iliklerine kadar yaslı umutsuzluk yası
yeniden başlamaklarla geçiyor ömrümüz
iyimserliklerimizi duvarlara çarpıyorlar
içimizdeki bulut bulut bir güneş tutuluyor
soluklarımızı kesen demirden sarmaşıklar
dibinde düşlerimizi tükürdüğümüz