Yaşama Sanatı

Crispin Sartwell

Yaşama Sanatı Quotes

You can find Yaşama Sanatı quotes, Yaşama Sanatı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Avrupalı olmayan kültürlerin hiçbirinde estetik anlamda bir "sanat" kavramı olmadığı gibi bu kavramın getirdiği sergileme ve muhafaza pratikleri de yoktur. (Bu nokta Japon ve Çin kültürü söz konusu olduğunda özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.) Gelgelelim, Avrupa'nın bu kavramı onsekizinci yüzyılda geliştirdiği ve estetik sanat kavrayışının "kendini vererek yapma becerisi" demek olan bir "sanat" anlayışı üzerine kurulduğu ve geliştirildiği de doğrudur.
Sayfa 23
Bu tür deneyimler Kant tarafından "çıkarsız zevk" olarak ve bu tür tavırlar Bullough ta­rafından "fiziksel mesafe" olarak adlandırılmıştır. Sanatın nasıl de­neyimleneceğine ilişkin temel modern Batılı görüşü özetleyen bu i­fadeler estetik olanla pratik olan arasında kurulan bir karşıtlığa dayanır; bu kitabın büyük bir kısmı söz konusu karşıtlığı sorgulamaya ayrılmıştır.
Reklam
Eğer bu sanatçılığı bilincimize çıkarabilirsek, yaşantımızı dönüştürebiliriz. Şimdi yapmakta olduğumuz aynı eylemleri ya pıyor olacağız belki, ama o eylemleri üzerierine bilinçle yoğunta şarak yapacağız. Yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu zorunlu olarak değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayışımız derinleşecek, yaşama bağlılığımız artacak, hayatımızın manevi boyutu canlanacaktır. "Hayata dönmüş" olacağız, zaten yaşamakta olduğumuz hayatlara daha eksiksiz olarak döneceğiz.
Pema Chödrön'ün öğretmeni Chögyam Trungpa şunları yazar: Tantra'da, yol almakta olduğumuz için gurur duymak zorunludur; ileri mi, yoksa geri mi yol alındığı gerçekten önemli değildir. Fiilen bir yolculuk gerçekleşiyor; mesele budur... Bir yolculuktan söz ediyorsak, gayet açıktır ki mücadele etmekten ya da ihtirastan bahsetmiyoruz. Öte yandan, belki mücadele etmekten ve ihtirastan söz ediyoruz: Bu· rada oluşa, şimdiki şu ana yönelme anlamında ihtiras ve disiplin ve gayret anlamında mücadele zorunludur.
Bilmek
Gerçekliği bilmek için, onu fiili olarak yaşamak gerekir. Hint felsefesinde insan basitçe doğruyu/hakikati "bilemez"; onu "gerçekleştirir". Görmek nesneyi içgüdüsel olarak doğrudan yaşamak ya da daha doğrusu, onunla bir olma anlamında onu gerçekleştirmektir. Bir yanda nesne öte yanda özne ve aralarında bir ilişki olduğu müddetçe tam bilgi mümkün değildir.
Sanat
Karşı çıkılan şey sanatın seçkin bir kesimin eline terk edilerek yabancılaşması ve günlük hayat kültüründen koparılmasıdır. Bu yabancılaşma gözde sanat eserlerinin müzeler gibi "özel" kurumlarda gerçek anlamda yalıtılmasıyla belirginleşir. Ve bu yüzyılın yalnızca sanat felsefesinin çoğu değil bizatihi sanatın çoğu, müze sistemi, sanat piyasası, çıkarsızlık ve mesafe nosyonlarını alaya alarak estetik farklılaşmayı alaya almaya ve yok etmeye ayrılmıştır. "Pop art"ın gelişmesini düşünün. Warhol ve Lichtenstein gibi sanatçılar, mükemmel bir özbilinçle, Elvis, Marliyn ve çizgi roman gibi popüler kültürün "bayağı" imgelerini müzelere taşıdılar. Bu bir anlamda güzel sanatlar gösterilerini alaya alma ve bize sinema salonlarında, gazete bayilerinde vb, çevremizdeki her yerde zaten sanatın olduğunu gösterme çabasıydı.
Reklam
50 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.