Kitabın ilk sayfalarında bizleri güzel bir otobiyografi karşılıyor. Kısaca özetlemek gerekirse bu otobiyografiyi, sanatını toplumdan yana icra etmiş bir şairdir. Toplumculuğu sadece sanat ile kalmamış derneklere katılmış faaliyetler göstermiştir. Gelgelelim ki cezasız da kalmamış. Yaklaşık yedi yıl hapiste yatmış türlü türlü işkencelere maruz kalmış. İki yıl sürgün yaşamıştır. Hücrede kaldığı vakitler yakalandığı hastalıktan kurtulamayan şair hayatı boyunca bu hastalık ile savaşmış ve mağlup olmuştur.
Bu zorlu koşullar içerisinde şiirini hapisle, işkencelerle, baskılarla yoğurmuş halka yön vermeye, yol göstermeye çalışmıştır.
1940 kuşağı olarak anılan toplumcu şairlerin önde gelen temsilcilerindendir.
Panzerler Üstümüze Kalkar kitabı ile beraber farklı bir tarza yönelen şair uzun dizeler yazmak yerine her satırda bir kelime olacak şekilde şiirler yazmıştır.
Halk Edebiyatı'nı kendine örnek almış. Fakat hiç bir zaman bir halk edebiyatı şairi edasıyla yazmamış sadece beslenmiştir.
Onun şiirlerinde Erzincan vardır, köyler vardır, emekçiler vardır, panzerler altında ezilen insanlar vardır. Enver Gökçe haykırışın şairidir...