Yaşamımdan Acı Dilimler

Harun Karadeniz

Oldest Yaşamımdan Acı Dilimler Posts

You can find Oldest Yaşamımdan Acı Dilimler books, oldest Yaşamımdan Acı Dilimler quotes and quotes, oldest Yaşamımdan Acı Dilimler authors, oldest Yaşamımdan Acı Dilimler reviews and reviews on 1000Kitap.
Kapıda duran görevli, herkese önce hangi okuldan olduğunu sonra da suçunun ne olduğunu soruyordu. Bugün gibi hatırlıyorum. Yedinci kişiye aynı soruyu sordu: “Sen hangi okuldansın?” Tanımadığımız bu genç cevap verdi: “Ben okuldan değilim?” “Okulu mu bıraktın? Yoksa seni okuldan attılar mı?” Yirmibeş yaşlarındaki esmer delikanlı ezile büzüle cevap verdi: “Benim okumam yazmam yok.” “Okuman yazman yok da burada ne işin var?” Görevli bu sözleri biraz da kızgın bir ses tonuyla söylemişti. Odada ağır bir sessizlik oldu. Görevli kırdığı potu kavrar gibi oldu, başka soru filan aradı bulamadı ve dönüp gitti. Okuman yazman yok da burda ne işin var?” sorusunu öyle bir ses tonuyla sormuştu ki, sanki cümlenin sonu şöyleydi: “…Okuman yazman yoksa sen yanlış gelmişsin. Biz, okur yazarları topluyoruz.” Görevli kapıdan kaybolur olmaz odayı bir gülmedir aldı. Ne zaman bu olayı hatırlasam: “12 mart dönemini en iyi anlatan olay” derim içimden.
Sayfa 23 - May Yayınları
Bu arada Faruk bir süre duraksadı, nasıl davranacağını bilemedi. Olan olmuştu. Bir açıklama yapmak gerekiyordu. Faruk bir anda kararını verdi. Eski coşkusuyla “Anlatayım komutanım dedi. Şair Eşref derler birisi vardır, bilirsiniz. Şair Eşref’ten bahsediyordum arkadaşlara. Bu şair Devr-i İstibdatı da görmüş, Devr-i Hürriyeti de görmüş. Bu iki devir arasındaki farkı da şöyle güzel vecizeyle ifade etmiş, işte ben onu anlatıyordum arkadaşlara” dedi. Ve: “Aynen şöyle söylüyor Şair Eşref” diye ekledi. “Devr-i istibdatta söz söylemek memnu idi. Tutarlarsa ağlatırlardı ananı Şimdi devir değişti. Devr-i Hürriyetteyiz artık Kaideler de değişti Önce konuştururlar adamı Sonra ağlatırlar ananı…” Bunu der demez, her yan gülme ve kahkaha sesleriyle doluverdi. Hepimiz gülmek için kendimizi bir tarafa attık. Hapishane komutanı pek renk vermedi. Soğukkanlılıkla “Peki, şimdiki durumunu nasıl buluyorsunuz ?” diye bir soruyla durumu kurtarmaya yöneldi. Faruğun cevabı kısa ve kesindi. “Devr-i Hürriyetteyiz komutanım. Konuşmam. Sonra, sonra anam ağlıyabilir.
Sayfa 64 - May Yayınları
Reklam
“Nen var?” “Kolumda kanser var ve sağlık kurulu yurt içinde tedavisi mümkün değil, diye rapor verdi” dedim. Doktor şöyle kızgın kızgın baktı ve yandaki ere dönerek: “Yaz sağlam!” dedi. Ben, iyice şaşırmıştım. “Siz beni muayene bile etmediniz, sağlık kurulu beni bir hafta inceledi ve hasta, üstelik önemli hasta diye rapor verdi.” dedim. Doktor bir an duraklayıp bizi dinleyen ere çıkıştı: “Yazsana sağlam diye.” Ben tekrar sordum: “Ben, sağlam mıyım şimdi?” doktor duraklamadan ve sert bir sesle cevap verdi: “Evet, sağlamsın.” Acı acı güldüm ve acıdım doktara. O günlerde radyo, Kanser Haftası dolayısıyla sık sık, “Kanserden korkma, geç kalmaktan kork” diye anons yapıyordu.
Sayfa 78 - May Yayınları
"Eee, anlat bakalım, nasıl solcu oldun?" dediler. Ben pek sorguya benzetemedim bunu ve: "Anlamadım, ne demek yani?" "Neden solcu oldun, nasıl oldun, anlat bakalım" "Böyle beş dakkalık bir iş değil ki bu. Yani biz durup dururken solcu olmadık ki. Yani bir gün aklımıza esti, hadi solcu olalım filan deyip solcu olmadık. Bu çok uzun bir süreç işi. Uzun uzun onu mu anlatayım yani?" "Evet onu istiyoruz." "Bir özet yapmaya çalışayım bakalım" dedim. Evet, ben o anda biraz gerilere kadar gittim. Doğru biz eskiden sağcıydık, daha doğrusu solun ne demek olduğunu bilmiyorduk ve sola karşı kurulmuştuk. Bilmediğimiz sola karşı okullarda bizi iyice doldurmuşlardı.
Sayfa 74 - May Yayınları
Eskiden iyi kötü bir suç adı uydurup tutukluyorlardı. Şimdi ise suç adı bile söylemeden otuz üç gün gözaltında tutuyorlardı. İster misin suç adı söylemeden bir de tutuklasınlar bu hasta halimle beni? Olur mu olurdu. Zaten Ankara'ya geldiğim günlerden beri her gün bir başka inanılmaz olaya tanık oluyordum. Kafama iyice koydum mahkemede ne yapıp yapıp suçumu öğrenecektim.
Sayfa 90 - May Yayınları
Oktay Akbal 21 Ağustos 1975 Cumhuriyet
Cumhuriyet'te Harun Karadeniz'in ölmeden az önce yazdığı, nerdeyse kanına kalemini batırarak yazdığı anıları okuyoruz. Bu yazılar birşeyler anlatmalı bize. Bir genç adam bile bile ölüme itilmiş. Bunca sağlık raporuna rağmen, gözle görülen onulmaz hastalığına rağmen, karşıt güçler onun yok olmasını istemişler, başarmışlar da bunu.
Sayfa 112 - May Yayınları
Reklam
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.