Yaşamın Gerçeği

Ahmed Hulûsi
Belki de korkuyoruz... Düşünmekten korkuyoruz!.. Kafamızın karışmasından korkuyoruz! Bilinmezden korkuyoruz veya altından kalkamayacağımız, üstesinden gelemeyeceğimiz şeylerden korkuyoruz!
Bütün ilimlerin başı, Allâh’ı bilmektir! “Allâh”ı bilmeyenin ilmiyse, boşa emektir!
Reklam
Kur’ân-ı Kerîm baştan sona Hakk’ı bildirmektedir! “OKU”yabilene!..
Basit beyinler yaşamlarını, kişiliklerle ve doğal sonucu olarak dedikodu ve gıybetle tüketirlerken; gelişmiş beyinler, fikirlerle ve düşünce dünyasının verileriyle ömürlerini değerlendirirler.
Belki de korkuyoruz....Düşünmekten korkuyoruz!...Kafamızın karışmasından korkuyoruz...
Reklam
Kuran'ı kabul eden, ayeti kabul eden kişinin, bir başkasına herhangi bir dini kuralı uygulatma konusunda zorlama yapmaya hakkı yoktur!
“Din” esas itibarıyla akla, mantığa, düşünen insana hitap eder; ve insanların düşünmesini, tefekkür etmesini, aklını mantığını kullanmasını ister. Yani “Din” kişinin, kendi yolunu kendinin çizmesini ister.
Aşikârdır Zâtı Hak, görmeyi bir dilesen. “Benliği”dir var olan, adını silebilsen. Düşünürsün ki varsın; oysa bu varsayımın!! Zâtı Hak’tır varlığın, “nefs”ini görebilsen!
İslâm, Kur' ân, insanın körü körüne, koyun gibi gidip birisine tâbi olmasından yana değildir. İnsanın aklıyla mantığıyla yolunu çizmesinden yanadır!
Reklam
Kur' ân, insanların kendi aklıyla, kendi idrakıyla kendi yolunu çizmesini öneriyor!
Cahillikten dolayı "YOK" sandıklarımızın, gerçekte "VAR" olanların hesabını kimse bilemez!
Dünya hayatında yaşanan tüm olaylar sınavımız: Olayın takdir edeni ve yaratıcısı Allah'ı görebilip razı mıyız; yoksa Onu inkârla kavgada mı?
Geçmişin kavgasıyla boşa geçirecek zamanımız yok!