Varoluşun Sırlarını Açığa Çıkarmak

Yaşamın Matematiği

Ian Stewart

Most Liked Yaşamın Matematiği Quotes

You can find Most Liked Yaşamın Matematiği quotes, most liked Yaşamın Matematiği book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Evrim
Üçüncü devrim, sakin bir bekleyiş döneminin ardından geldi, fa kat 1859 yılında Darwin Türlerin Kökeni'ni yazdığı zaman ortalık tam anlamıyla kaynamaya başladı. Kitap daha sekizinci baskısını yaparken Galileo, Copernicus, Newton ve Einstein' ın çalışmala­rıyla karşılaştırılarak tüm zamanların en büyük bilimsel çalışmaları arasında sayılmaya başlandı. Türlerin Kökeni' nde Darwin yaşamın çeşitliliğinin kaynağı olacak yeni bir görüşü ileri sürüyordu. Onun zamanında, sıradan insanlar kadar bilim insanları ara­sında da yaygın olan inanç, türlerin Tanrı tarafından bireyler olarak tüm kainatın yaratma işinin bir parçası olarak yaratıldığı yolundaydı. Herkes oldukları gibi yaratılmıştı. Bu görüşte, tür­lerin zaman içinde değişmeleri gibi bir olgu yoktu: bir koyun es­kiden neyse şimdi de oydu ve hep öyle kalacaktı; bir köpek hep köpekti ve hep köpek olacaktı. Hayvanlar daha uyumlu olabil­mek için değişemezlerdi: onlar, bir plana göre hareket eden biri tarafından büyük bir özenle öyle seçilmiş olmalılardı. Fakat Dar­win, kaynaklara yönelik rekabet üzerinden doğanın tek başına de­ğişiklikler yapabileceğini fark etmişti. Zor zamanlarda, hayvanlar içinde en uzun süre yaşayanlar en iyi olanlar oluyordu ve onların gelecek kuşakları da bu en iyiler üzerinden çoğalıyorlardı; böylece yeni kuşaklar çevrelerine hafıf bir şekilde daha iyi uyum sağlayan­lardan oluşuyordu.
Genetik
Dördüncü devrim Gregor Mendel'in genleri keşfetmesiyle gerçek­leşti. Onun çalışması 1865'de yayımlanmıştı, ama değerinin anla­şılması için 50 yıl daha geçmesi gerekecekti. Organizmaların renk, boyut, doku ve şekli gibi gözlenebilir unsurları özellik olarak bilinirler (karakteristik veya haslet diye de anılır). Darwin, birkaç belirgin mantık yürütmeden sonra, bunun bir şekilde olması gerektiği çıkarsamasını yapmıştı, ama nitelikle­rin ebeveynlerden çocuklara nasıl geçtiği konusunda bir fikri yok­tu. Aslında, aktarım mekanizması konusunda Köken'i yazarken sürdürülen bazı araştırmalar vardı, ama o bunların farkında değil­di. Bilseydi, onların Darwin'in düşünceleri üzerinde temel bir et­kisi olabilirdi. 1860'lara doğru Avusturyalı rahip Gregor Mendel yetmiş yıl boyunca bezelye yetiştirdi -70.000 adet- ve her kuşakta belli bir özelliğin kaç defa oluştuğunu saydı. Bezelyeler pürüzsüz müydü ya da buruşuk muydu? Mendel'in gözlemleri bazı merak uyandıran matematiksel desenler oluşturmaya başlamıştı ve sonunda her ya­şayan organizmanın içinde, organizmanın kendisinin birçok özelliğini bir şekilde belirleyen şimdi gen diye andığımız 'faktörler'in olduğuna ikna olmaya başlamıştı. Bu faktörler önceki kuşaklar­ dan kalıtımsal olarak geçiyor ve eşeysel türler içinde çiftler halin­ de oluşuyordu: biri 'baba ' (bitkinin erkek organı) ve biri de 'anne' (dişi organ) idi. Her faktör birkaç belirgin biçime yol açıyordu. Bu 'aletlerin' -genetik alternatifler- rastlantısal karışımı sayısal desen­ler oluşturuyordu.
Reklam
mikroskop sayesinde her şey karmaşıklaştı
Ama bir mikroskop yardımıyla bakılınca her şey karmaşıklaşıyordu. Ve daha yakından baktıkça da her şey daha da karmaşıklaşıyordu. Süt saf bir madde değildi, fakat birçok şeyin bir karışımıydı. Ot öyle karmaşık bir şeydi ki onu hala bile tam olarak anlayabilmiş değiliz. Bir ineğin karmaşıklığı ise çok daha büyük­tü. O insani seviyeden bakınca basit bir şeydi, fakat mikroskobik seviyede ifade edilemez biçimde karmaşıktı.
sınıflanfdırma
İkinci devrim İsveçli bir botanikçi, doktor ve zoolog Cari Linnae­us tarafından başlatıldı. Linnaeus doğal dünyaya o kadar büyük bir ilgi besliyordu ki , onu katalogla­ması gerektiğine karar vermişti
Matematik ve Biyoloji
Biyoloji eskiden bitki, hayvan ve böceklerin bilimiydi, fakat beş büyük devrim bilim insanlarının yaşam hakkındaki düşünce­lerini köklü bir şekilde değiştirdi. Altıncısı da yoldadır. İlk büyük beş devrim mikroskobun keşfi , gezegendeki can­lıların sistemli sınıflandırması, evrim kuramı, genlerin keşfi ve DNA ' nın yapısının keşfiydi. Gelin hala tartışılmakta olan altıncı­sına geçmeden önce bunlara sırasıyla bakalım.
Matematikte kuram ve uygulama, Ay'ın evreleri için kemiklerin üzerine çentik atan ilkel insanlardan, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı kullanarak Higgs bozonunu araştıran bilim insanlarına kadar daima el ele gitmiştir.
Reklam
Başlangıçta, biyoloji sadece bitkiler ve hayvanlarla ilgiliydi. Sonra hücrelere yöneldi. Şimdi ise, büyük genelde karmaşık mole­küllerle ilgileniyor. Bilimsel düşüncedeki yaşamın gizemi üzerine bu değişimi yansıtmak için güncel insani seviyeden bir başlangıç yapan elinizdeki bu kitap, sonra biyologların canlıların mik­roskobik yapılarına hiç olmadığı kadar odaklandıkları tarihi bir güzergaha geçiyor ve nihayet 'yaşamın molekülü' dNA ile son bu­luyor.
Evrim kuraminin en buyuk problemlerinden biri herkesin onu anladigini dusunmesidir.
Sayfa 309Kitabı okudu
İnsanlar daha keskin bir görüşe sahip olsalardı,
İnsanlar daha keskin bir görüşe sahip olsalardı, yaşamın gizli ha­rikalarını görebildiğimiz için ilk devrimi hiçbir zaman deneyimlemeyecektik. Ancak zayıf görme gücümüz, bize basit bir teknolojiyi yani mercekleri yaratmamız için esin kaynağı oldu. Günlük aktivi­telerimizi destekleyen bu yararlı alet, beklenmedik bir şekilde iki tür bilimsel cihazın geliştirilmesine yol açtı: teleskop ve mikros­kop. Onlar kozmosun geniş bir uzamına ve canlı yaratıkların kü­çük ölçekli dünyasına erişebilmemizi sağladı.
Mikroskop
Mikroskobun icadı organizmaların inanılmaz karmaşık iç ya­pılarının keşfi ne yol açtı. Bu, büyük sürprizlerden birisi, bütün canlıların hücrelerden oluştuğunun anlaşılmasıydı. Bir zarla kap­lı bu yapılar, belli kimyasalları içlerine alıp dışarı salabilen kimyasal torbalara benziyorlardı. Bazı organizmalar tek bir hücreden oluşuyordu, fakat onlar bile şaşırtıcı derecede karmaşıktı. Hüc­re tamamen kendine has bir kimyasal sistemdi, öyle basit ve yalın bir şey değildi. Birçok organizma ise muazzam sayılarda hücreden oluşuyordu. Örneğin bedeninizde kabaca 75 trilyon hücre vardır. Bütün hücreler, yeniden üretime ya da ölüme yol açabilen ken­di genetik makine parkına sahip minicik biyolojik makinelerdir. Hücrelerin kas hücreleri, sinir hücreleri, kan hücreleri vb. yakla­şık 200 türü vardır.
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.