Kişi süreyi değil, süre kişiyi geçer. Çünkü süre hep akar. Ancak kişi bir yere dek yaşar. Yine de bunu anlamak istemez ve gücü elimde tutmayı seven kişioğlu, süre gibi sürekli koşuşturma durumundadır. Molasız bir yaşamın kalitesi de düşüyor ne yazık ki. İşte bunu çok güzel bir dille anlatıyor Psikolog Ali Orhan.
.
Yaşamın her alanında; savaşta, siyasette, sanatta, okulda, ailede, işte, tatilde... mola vermeyi bilmek gerek. Mola vermenin önemini geçmişte yaşanılanlardan, kendi yaşamından ve öyküleştirdiği konulardan verdiği örneklerle pekiştirmiş yazar. Gerçekten de beynin devrelerinin yanmadan önce mola vermek gerekiyor.
.
Boşa giden süre değil, yükünüzün boşaltıldığı ve kendinizi geliştirdiğiniz bir süredir diyor mola. Çok uzun ya da kısa olması da verimi etkiliyor. Tam ayarında olmalı. Yaşamın mola tesislerini kaçırmak, yaşamı kaçırmak anlamına gelebiliyor. Aman! Bence siz de kendinize güzel bir mola verip bu yapıtı okuyun. Akıcı ve duru bir dili var yazarın. Ana düşünce olarak şunu diyorum ben de: Yaşamda yalnızca koşularak değil, durularak da yol alınır.