Yirmi yıl sonra aynı şarkılar çalıyor. elli üç yıl öncesi çekilmiş bir film gösteriliyor.
Yirmili yılların,ellili yılların,giysileri vitrinleri dolduruyor.Açlık,savaş,geri kalmışlık ve inanılmaz felaketlerle ilgili haberleri kitleler,masal dinler gibi dinliyor.İşte öylesi bir yaşam önümüzden geçip gidiyor.Sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun.O,kendi duvarlarının gerisine çekiliyor.Bir başka kentte.Bir başka ülkede.Herkes bir başka kentte.Herkes başka bir dili konuşuyor.Ya da anlamaya çalışıyor.Aynı dili konuşan iki kişi yok.
.. ama insanın gerçek yeteneğini, tüm yaşamını, kanını, aklını, varoluşunu verdiği iç dünyasının olgularının sizler için hiç bir değeri yok ki. Bırakıyorsun insan onları kendisiyle birlikte gömsün. Ama hayır, hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum.Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için... Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin verdiğiniz için... İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için... Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz...