Eski bir hikâye, ölümü hisseden filin tek başına son bir yolculuğa çıktığını anlatır. Aziz de günlerinin sayılı olduğunu öğrenmesiyle böyle bir yolculuğa koyulur. Anlar ki çocukluğunun en mutlu anında kırmızı bir uçurtma vardır, sadece bir uçurtma... Kırmızı bir uçurtma yıllar geçse bile gökyüzünün aynı noktasında salınıp durmaktadır.
Ayakları her adımda kişisel tarihinin izlerine çarpar. Pişmanlıklar, yolculuk boyunca yakasını hiç bırakmaz. Unutmaya çalıştığı ne varsa artık karşısındadır. Mesela 1968 Mayıs'ı, mesela 1938 Dersim'i ve Sanem… Mektubunu bir ömür koynunda taşıdığı kadın…
Bu, Aziz Yalnız'ın hikâyesidir. Bilmeseniz de olur.
(Tanıtım Bülteninden)
in_Hayati.jpg)
