Pek çoğumuz her gece, tıpkı uyandığımızda rüyalarımızı unutmamız gibi, düzenli bir şekilde uyanıklık hayatımızı unuttuğumuz gerçeklik bölgelerine giriyoruz.
Pek çok insan ruhun "makam"ının beyinde bir yerde olduğuna inanırdı. Beyinler sık sık açılmaya başlanılanı beri kimse "ruh"u görmedi. Bunun ve benzeri esinlerin bir sonucu olarak pek çok kişi ruha inanmıyor.
Her çocuk yeni bir varlıktır,(…), yeni bir manevi prens, dışarıdaki karanlığı dağıtacak yeni bir ışık çakımı. Biz kim oluyoruz da umutsuzluğa hükmediyoruz?
İletisim üzerine giderek çoğalan ilgiye rağmen iletişim kurulacak ne kadar da az insan var.
Teoride ve bilimde var olan "bir boşluğu doldurma” bir deliği kapatma veya boş bir yeri işgal etme yaşantılarıyla çok ilgili değiliz.