Aldırma, yürü!
Göğsüne yüreğinden başka muska takma!
Vahiy haritan, Nebi kılavuzun, akıl pusulan, iman sermayen, amel azığın ,sevgi yakıtın, ahlak karakterin, edep aksesuarın, merhamet sıfatın, şeref ve izzet adın olsun. Doğru yol insanların çoğunun gittiği yol değil ,düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur.
Yolda vereceğin her molayı özeleştiri durağında vermelisin. Unutma, tevbe özeleştiridir. Kendisini hesaba çeken, başkalarınca hesaba çekilmekten kurtulur.
İşte Eylül de bitti. Ve sen hâlâ gelmedin. Yağmurlar damlayacaktı ıslak saçından, gözyaşından bir deniz getirecekti seni.
"Aah"ların şişirdiği yelkenleri yürek zarından yapılmış bir gemiyle gelecektin.
Ellerinde gözlerimi getirecektin; seni Yusuf bilip, Yakup gibi giderken ardınsıra yolladığım gözlerimi.
Bunca küf kokmayacaktı
Ey ölüm!
Ey bu dünya hayatını öbür ikizine bağlayan göbek bağı!
Ey dünya ile ahiret arasındaki sırlı kapı! Ey ölüm meleğinin bile geçmek zorunda olduğu gaybî dehliz! Ey sevmeyeni seveninden çok olan kaçınılmaz kader! Ey çoklarının peşinen suizan ettiği tükürük hokkası!
İyi ki varsın. Senin olmadığın bir dünyada yaşamak istemezdim. Zaten böyle bir dünya yaşanacak bir dünya da olmazdı. Düşünsene ey ölüm; farzı muhal sen ölmüşsün, insan ölümsüzleşmiş. Ne olurdu şu yalan dünyanın hali? Kim tutardı insanoğlunu? Ne frenlerdi insanoğlunun ihtirasını? Azgınları, sapkınları, zalimleri, kafirleri, hainleri, gafilleri kim zapt ederdi?
... Hele ki varsın ey ölüm, yokluğunu düşünemiyorum.