Açıkçası bu kitabı benim basacağımı söyleseler inanmazdım. Bir 13 Mart günü tanışmamızdan bu yana, hepimiz Esra'dan bir kitap bekliyoruz. Yıllar geçti, bir türlü gelmedi. Nasip işte. Bugüneymiş. Bu kitaptaki yazıların farkına biraz geç vardım açıkçası. Esra, Milliyet'in iş ve yönetimle ilgili ekini yönetecek ve yazılar yazacaktı; yıllardır da basının içinde olduğu için, bunların gazete yazısı gibi olacağını sandık mekanik ve geçici. İki, üç, derken beş, on yazı sonra, ne kadar yanıldığımızı anladım. Esra, üst düzeyde edebî tatlar veren, sarsıcı ve aykırı yazılar yazıyordu: Hayata ve kitaplara dair. İnsanları ilgilendiren ne kadar çile, dert, sıkıntı, ne kadar keyif, güzellik, zarafet varsa, bunlar, Esra'nın kaleminde sanki yasemin mürekkebiyle yazılmışçasına vücut buluyorlardı. Şimdilerde pazar günleri Taraf gazetesinde bulmaya da devam ediyorlar. Bir kısmını sizin için derledik, bu kitabı yaptık. Eh, artık okursunuz herhalde.
-Levent Yılmaz-
