Biz şimdi geveze bir nesiliz; dünya ahvali karşısında pürtelaşiz, bilgiye, fenni, sanata, îmara ve umrâna susamışiz; her daim şikayet ve feverân halindeyiz; acelemiz var; koşturmadayız. Bizden öncekilerin yüzyıllarca dil ile damek arasında tutup oradan kalbe indirdiği değerler, bizim dilimizde tereddüdün iffetsizleştirdiği "abra kadabra" kelimeleri derekesine düşmüş. Eserlerimizde tüten ter kokusu, sanatımızı fersûdeleştiriyor. İlham kuyuları kupkuru, rüyalarımız kabuslarla bölünüyor. Çenelerimiz kelime değirmeni, zihnimiz cümle curuhlarıyla mülemmâ, dudaklarımız abese mahkum ve gönlümüz küçük rüşvetlerin lezzetiyle şaduman...
...çok şey bilenlerin ihtiyarî cehaleti, çok şey görenlerin iradî gafleti, agâh olanların bile bile suskunluğu, sanatı, mânâyi ve hareketi sadelik libasının içinde tevâzu mertebesini tutmayı bilenlerin edebi, vâriyetin inkarı...