Yavuz Sultan Selim Han(Davasına Adanmış Ruh)
Mustafa ArmağanQuotes
Ve günün birinde
O güzel insanlar
O güzel atlarına binip gittiler...
Sayfa 8 - KTB yayın eviKitabı okudu
Yavuz Sultan Selim ihtişam ve gösterişe önem vermez, babası II.Bayezid gibi sadeliği pek severdi. Kendisi için fazla para harcanarak köşk ve saray gibi lüks binaların yapılmasını istemezdi. Bütün isteği, devlet hazinesini kendisinden sonrakilere dolu olarak emanet edebilmekti.
Sayfa 198
Safevilerin Kızıldeniz'e kadar yaklaşmış bulunan Hıristiyan Portekizlilere ses çıkarmaması, onlarla anlaşarak hem Memlukleri hem de Osmanlıları bertaraf etmeye meyletmesi ilginç bir not olarak bir kenara kaydedilmelidir. Safevilerin hemen sadece Müslüman devletlerle savaşmış olması da onun kendisini Osmanlı gibi küffara karşı cihad gibi bir misyonu üstlenmediği, daha çok Müslüman halklar arasında Kızılbaşlığı/Şiililiği yaymaya ve ecdadına karşı yapılan hakaretlerin intikamını almaya hasrettigini gösterir.
Sayfa 81
Yavuz Sultan Selim'in bütün bu iç dertlerle yoğrulurken Avrupa devletleriyle babasının devrinde başlayan dostane münasebetleri bozmamaya büyük bir özen gösterdiği dikkat çeker, zira iç gailelerle bu denli meşgulken ve Sırat köprülerinin birinden inip öbürüne doğru kararlılıkla yürürken karşısına yeni cepheler açmak siyaseten akılsızlık olurdu.
Sayfa 78
Şehzade Ahmed'in aksine şiddetli ve hiddetli bir karaktere sahip olan en küçük oğul Selim ise henüz bütün Anadolu'ya hakim olmamakla birlikte mevcut Osmanlı topraklarına yavaş yavaş sirayet etmekte olan Kızılbaşlığın (Rafızîliğin) yayılma tehlikesini oldukça erken bir tarihte, Trabzon valiliği esasında bizzat yaşayarak fark etmiş ve henüz şehzadeliğindeyken hatta yetkisini biraz da aşarak Erzincan taraflarında bu tehlide karşı şiddetli askeri tedbirler almak lüzumunu hissetmişti.
Sayfa 46