MİLADİ 1470 yılıydı...
"Bugün, bu hanedanın bir erkek çocuğu doğacak, vücudunda yedi ben olacak, padişahlığa çıkıp vücudundaki ben sayısı kadar hükümdar yenecektir."
"Hayır! Ben haremeynin hâkimi değil, hadimiyim, hizmetkârıyım. Hatip efendi, hutbeyi 'Hadimü'l-Haremeyn' şeklinde değiştiriniz."
Herkes şaşkın...
Bu engin tevazu, Harem-i Şerifte gösterilen bu derin hürmet, gözyaşlarını çağlayana döndürmüş. Herkesin içinde kabaran duygu dünyası, göz pınarlarına vurmuş. Tekbir çınlıyor kubbelerde. Sonra sessizlik...
Sessizlikte yine hatibin sesi:
"Hadimü'l-Haremeyni'ş-Şerifeyn Sultan ibn-i Sultan Selim Han!"