Burada eski güzelliği, genç bir göğü yeniden buluyor ve çılgınlığımızın en kötü yıllarında bu göğün anısının beni hiç bırakmadığını en sonunda anlayarak şansımızı tartıyordum. Umudumu kesmemi o önlemişti.
Denizde büyüdüm ve yoksulluk benim için şatafatlı bir șey oldu, sonra denizi yitirdim, o zaman her türlü lüks donuk, yoksunluk katlanılmaz göründü gözüme. O gün bu gün, beklerim. Dönecek gemileri, su evini, duru günü beklerim. Sabrederim, tüm güçlerimle saygılıyım. Güzel bilgiç sokaklardan geçtiğimi görürler, görünümlere hayran kalırım, herkes gibi alkışlarım, el sıkışırım, konuşan ben değilimdir. Överler, biraz dalarım, aşağılarlar, pek șaşmam. Sonra unutur ve beni aşağılayana gülümserim ya da sevdiğim kişiye gereğinden çok kibar bir selam veririm. Belleğim ancak tek bir imgeye yetiyorsa, ne yapayım? Sonra kim olduğumu söyleyeyim diye dayatırlar. "Daha hiçbir şey, daha hiçbir şey..."
Çok sevilen bir kadının çekicilikleri tek tek sözcüklere dökülebilir mi? Hayır, tümüyle seversiniz onu,denilebilir ki,gözde bir dudak bükmeden ya da bir baş sallama biçiminden gelen keskin bir iki duygulanmayla.