Öncelikle, İclal Aydın'ın kitabın en başında ithaf bölümünde öğretmenlerini unutmamış olması, çok hoşuma gitti. Kitap, çoğu zaman deneme tadında, köşe yazılarından oluşuyor. Geçmişe, çocukluğa, eskiye duyulan belirgin bir özlem var. İclal Aydın bu yazıları yazdığında otuzlu yaşlarında. O otuz yaşın verdiği ruh hali, kitaba o kadar hakim ki bu sene 30'uma basacak olduğum için kendimden çok şeyler buldum satırlarında. Mesela:
"Şarkılar daha az ağlatıyor değil mi?
Çocuksu geliyor heyecanlar?
Yapılacak onca ciddi ve önemli şey varken..."
Çok güzel şeyler de keşfettim sayesinde. Yannis Ritsos'un, Özdemir İnce çevirisiyle dilimize kazandırılan "Barış" şiirini, Rutkay Aziz'in sesinden dinledim. Mazlum Çimen' in "Feryadı İsyanım"ını çok sevdim... Sözü Metin Altıok'a ait olan Sezen Aksunun "Kavaklar" şarkısının hikayesini öğrendim. "Aza kanaat ettikçe hiçe reva görülenler" tanımlamasına bayıldım. "Fark etmez" cümlesinin neden bu kadar can sıkıcı olduğunu bir kez daha anladım. "Sorun Nedir?" yazısını lütfen okuyun isterim, babaannesi Hafe Sultan'dan bahsettiği "Yeşil Gözler" yazısını ve MFÖ konserini ve sonrasını anlattığı "Yağmur Yağıyor, MFÖ söylüyor" yazısını. Kitaba başlamadan önyargılarım vardı ama ne güzel kırıldılar.