Yanından geçip kendi yoluma devam ederken düşündüm de..
Hayat bu kadar basit bir şeydi işte. Yaptıklarımız, yapmak istediklerimiz, özlediklerimiz, pişman olduklarımız, onardıklarımız, onaramadıklarımız...
Vapurun önüne oturmuş denize bakıyor, rüzgâra bıraktığım saçlarıma hiç karışmıyordum. Zaman nasıl alıp da götürüyordu, kendi rüzgârında yaşanan her şeyi. Savrula savrula yaşarken alışıyorduk başımıza gelenlere, yenilginin acısı bile yetiyormuş.
Ben ayrılıklara alışkınım sanıyordum. Sabır ve emeğin her şeyin her şeyin, üstesinden geleceğine inanıyordum... Çocuğuma öğreteceklerimi gözden mi geçirmeliyim yoksa?
Sadece "sevilmek" harekete geçirir donmakta olan bir kalbi. Ve hızla çarpan bir kalptir her seferinde, dünya üzerindeki onca güzel şeyin sebebi... Yani... Sızlayan yerinden sevmeye başlamalı bir insanı. Sevdiği kadar da sevilmektir zaten bir acının yara bandı...