Murat, tahtayı çürütmemek ha!... Bu kadarcık mı? Nilüferli göller hiçbir şey demek değil mi? Sapları tomurlu al al karanfiller?...
Fırçanın ucu iyice titredi. Bir kuşun kanadı kırıldı. Kanat, başını alıp gitti. Onu yakalayamadı. Kulağının arkası yandı,kaşındı...
Caddeler, sokaklar ne kadar kalabalık. Dükkan, vitrin önleri omuz omuza insan. Yüzler pek renksiz,ışıksız, gözler pek parıltısız.
Işim mi?... Eh işte...