Yazılamayan Zamanın Hikayesi... Kitabın başlığına bakınca ne demek ki bu demistim ama okuyunca bu kitaba daha anlamlı bir başlık verilemezmiş anladım. Deniz ve Aras, siz duygusuz, sıkıcı hayatın içinde o kadar güzeldiniz ki... Kitap hakkında ne desem okuyacak olanlara haksızlık olur diye susuyorum. Kendinize bir şans verip bu kitabı okuyun ne demek istediğimi anlayın. İçerikten bahsetmesem de yazarın üslubundan bahsetmek istiyorum. Bir Türkçe öğretmeni kaleminden dökülen kelimeler, cümleler olduğu için içim çok rahattı daha en başta. Çünkü Türkçe öğretmenleri dile gereken kıymeti veriyor. Sevgili arkadaşım da Türkçeyi güzel, akıcı, doğru bir şekilde kullanmış. Betimlemeler, benzetmeler, alıntılar, mektup bölümlerinin duygu yoğunluğu gibi birçok unsur kitapta kendine öyle güzel yer bulmuş ki hepsi köşesine geçmiş oturmuş ve biz okuyucuları beklemiş resmen. Edebiyatçıyım diyip edebiyatı paralayan onca dil düşmanından sonra edebiyata nefes veren bu güzel üslup beni çok mutlu etti ve kıymetli yazarımızın sıradaki eserini dört gözle bekliyorum.