"Artık her şeye alıştım, hiçbir şey beni yadırgatamaz, şaşırtamaz, gibisinden bir teslimiyete girseniz bile, her gün yeniden şaşabilme yetisi yakanızı bırakmıyor."
"Seni seviyorum"u bırakmamıza neler yol açmıştı? Günün duyarlığına, duygusallığına erişmeyip yaya kalan sıradan aşk şiirleri mi? Niyet güvercinlerinin çektiği maniler mi? Amerikan melodramları mı? Yaşamımızı o dönemde yeni yeni abluka altına almaya başlayan düzeysiz, pornografi ağırlıklı televizyon dizileri, fotoramanlar mı? Yasakçı "sol" bakışın egemenliği mi? Boyalı bir gazetede okuduğumuz "Çok sevdiği karısını yedi yerinden bıçakladı" haberleri mi?"
Sayfa 133 - 26 Mayıs 1987: Seni SeviyorumKitabı okudu