Yazma Cesareti

Nihan Kaya

Quotes

See All
En mutlu insanlar, evlerinde oturup bir şeyler üretmekle meşgul olanlardır. Mutsuzlar dışarı çıkar, güzel kıyafetler giyer, kafelere, gece kulüplerine gider, eğlenir, dostlarla sohbet ederler. Mutsuzluğun semptomu mutsuzluğun kendisi değil, eğlenme ihtiyacıdır.
evet kızlar söz sizde, buyrun
Herkesin "yazar" olmak istediği bu ülkede, televizyon dizilerinde hikâyedeki bütün kızların âşık olduğu "ideal" erkek hemen her zaman, zengin işadamı ama hiçbir zaman yazar, edebiyatçı, sanatçı, düşünür değil. Gerçekte neyi istediğimizi veya gerçekte neye değer verdiğimizi bu diziler çok güzel örnekliyor.
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
Jung, "İnsan hiçbir zaman eşyanın doğal süreciyle doyuma ulaşmaz çünkü insanın her zaman, salt doğal olandan daha değerli bir eğimde değerlendirilebilecek bir libido fazlalığı vardır" der.
Hayat herkesin yataktan sabahları kalktığı, kravat ve takım elbise giydiği, dokuzda başlayıp beşte biten bir işe gittiği, akşam televizyon karşısında karpuz çekirdekleri ayıkladığı ve böyle mutlu olduğuna inandığı bir yaşam sürmesini ister.
Sokrates
"Ben, insan olmak istiyordum. Fakat bir gün deniz kenarında tuhaf bir nesne buldum, bunun ne olduğunu merak ettim ve filozof oldum."
Sayfa 352Kitabı okudu
Raskolnikov'un para sıkıntısı çekmesi, çektiği sıkıntının etkisiyle derin düşüncelere dalması ve bu düşüncelerin sonucunda tefeci Bayan Ivanovna'yı ve kız kardeşini baltayla öldürmesi, ardından soyması, Suç ve Ceza romanının yatay gerçekliğidir. Romanın bütünü ele alındığında ise bu olay örgüsü kendisinden daha başka, daha büyük bir gerçekliği anlatmak için sadece bir vasıtadır. Suç ve Ceza romanını okumadan önce gazetedeki, "Yaşlı ve savunmasız kadın, evinde hunharca öldürülüp soyuldu" başlıklı habere rastladığımızda düşündüklerimiz, hissettiklerimiz ile aynı habere romanı okuduktan sonra rastladığımızda yaptığımız değerlendirme arasındaki zenginlik, çeşitlilik farkı, Suç ve Ceza romanının dikey gerçekliği ile ilgilidir.
Reklam
Sait Faik pasaport almak için Emniyet Müdürlüğüne başvurduğunda çok sayıda kitabı yayımlanmış, tanınmış bir yazardır. Mesleği sorulduğunda yazar olduğunu söyler fakat yazar olduğunu resmi olarak ispatlayacak türde bir belgeyi makamlara bir türlü sunamaz. Pasaportunun meslek hanesine sonunda, Fransızca "işsiz güçsüz" anlamına gelen "sans profession" yazılır. Yazarlığın salt sanat olduğunu iddia ederek ona özel bir konum atfettiğine inanan zihniyet, Sait Faik'in Avrupa'yı pasaportunda "işsiz" unvanıyla dolaşmasını onaylamaktan başka seçeneği olmadığını aklından çıkarmamalıdır. Edebiyatın zanaat olmadığında ısrar edenlere, "Sait Faik işsiz değilse neydi?" diye sormak isterim.
Sayfa 263Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.