Hiçbir şey yaşanmamış, yürekler çarpmamış gibi çekilip gitmek, dönmek, silinmek... Güze hazırım, yağmurlara da. Ama bunu istemiyorum işte.
Bize kalan kısacık zamanın hakkını vermeli...
Bilinçliyiz. Ama işte, yazık ki fazla bilinçli değiliz. Yarı bilinçliyiz. Bildiklerimizden, bilebildiklerimizden bile uzaklaşacak, onlardan kaçacak kadar. İşte ancak o kadar. Onları aşacak kadar değil.
Her algı bir yanılsama iken, üstüne üstlük uyduruk gizlerle donatılmış, sonu ne olacak, diye bekleten şeyleri sevmem. Sanki, anlatmak denilen de ne? Olup olmuşu yaşam üstüne, yaşamın bir parçası üstüne ya da yeni bir uydurma.
“Topluma güzel bir insan vermek istiyoruz, toplumsa örseliyor, vuruyor, öldürüyor ve biz oğullarımızı, kızlarımızı nerde, niçin yitireceğimizi bile bilemiyoruz.”