Beni tanıyanlar bilir, eski evlere karşı olağanüstü bir ilgim vardır. Nerede bir eski ev görsem, pencere, çatı ve giriş kapısındaki nakışları sahibinin ince duygusal biri olduğunu düşünürüm. Sahipleri ile adet özdeşlesmisler gibi...Yazar Alev Aksoy Croutier bu evleri dillendirmiş.
Kahramanlar hepsi birbirinden farklı kadınlar Esma, Ayda, Kamile, Papatya, Amber, Gonca,Ayşe, duruşları, aşkları, renkleri ve sırları. Ve aile büyükleri Hamdi bey ve İskender.
Aile dört kuşak nerede yaşadıysa o evlerin dillerinden bizde bu kahramanların hikayelerini dinliyoruz.
Kitabımız, İzmir'de Esma Hanım'ın yirmibeş karatlık safir yüzükle aldığı konaktan başlıyor. Ege'de yunanlılar kaçarken yaptıkları tahribatlarda evlerin ruhlarını hissediliyor. Cumhuriyetin ilanından günümüzün ( yazarın tabiri) ile robot gibi dizilen apartman dairelerinde geçmişten günümüze uzanan sırlarla dolu bir yolculuk.
Tarihle kurgulanmış masalımsı egzotik ve oldukça akıcı sade bir uslubla yazılmış bir hikâye. Rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir kitap.
