Bu ay belki de ilk defa duyacağınız, tarihin toprağa gömüldüğü, tarihî kıymetlerimizin yok olmaya terk edildiği konulara dikkat çekiyoruz. İlk olarak; 137 yıl önce Abdülaziz Han tarafından yapımı başlatılan fakat temelleri toprağa gömülen Aziziye Camii'nin inşası tamamlansaydı Boğaziçi'ne, dolayısıyla İstanbul'a değer katan incilerden birisi olacaktı. Şu an cami arazisinde yer alan parkta konuyla alakalı herhangi bir kitabe bulunmamakta. Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinden ilk defa yayınladığımız vesikalar cami hakkında bilinmeyen gerçekleri ortaya çıkarıyor.
Yine sayfalarımıza taşıdığımız, nefis muhasebesi gerektiren bir başka ihmal de İzmir'de Kumrulu Mescid'in girişinde dikili levhada karşımıza çıkıyor: Binaya yaklaşmayın ve dokunmayın!.. 250 yıllık mazisi olan ve mühendisleri hayrete düşüren bir inşa tekniğiyle yapılan mescit için sıradan bir mahalle mescidi denilse dahi, bugüne kadar niçin perişan vaziyette durduğunun bir açıklaması olmalı.
Çanakkale'de milyonlarca liraya "kahramanlık turizmi" planlayanların, İngiliz savaş gemilerinden Agamemnon ve Vengeance zırhlılarına kayıplar verdiren Orhaniye Tabyası'nın kitabesinin çalındığından ve kitabe hakkında hiçbir araştırma yapılmadığından haberleri var mıdır? Prof. Dr. Mehmet Serez'in saha araştırmaları neticesinde kaleme aldığı bu makaleyle bu konuya da dikkat çekiyoruz.
